Türkiye’nin hem savunma sanayisine hem caydırıcılık kabiliyetine yönelik adımlar atması kaçınılmaz
Başbakan Binali Yıldırım, Milli Savunma Üniversitesi Akademik Yıl Açılışı ve Harp Enstitülerinin Eğitime Başlaması töreninde konuştu
Yıldırım, bilim ve teknolojide sağlanan gelişmelerin, askeri alana da yansıyarak, harp sanatına yeni bir boyut kazandırdığını anlattı.
Harp okullarının, cumhuriyetin ilk yıllarından itibaren gelişimini sürdürdüğünü, Cumhuriyetin Kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere pek çok komutan, subay yetiştiren bu kurumun, Türk Silahlı Kuvvetlerinin en üst düzey ihtisas ve eğitim kurumu olduğunu dile getiren Yıldırım, “Ülkemiz, medeniyetlerin buluşma noktasında yer alan, Doğu ve Batı medeniyetlerini buluşturan, stratejik önemi en üst düzeyde ülkelerden biridir. Bu coğrafyada güçlü olmak, kalıcı olabilmek, istikrarlı ve refah içinde bir devleti sürdürebilmek için önemli hususlardan bir tanesi askeri olarak güçlü olmaktır. Tarih boyunca bu kural hiç ama hiç değişmemiştir. Bugün de bölgemizde tarihi bir dönüşüm sürecini birlikte yaşamaktayız.” diye konuştu.
Her zaman teyakkuzda olunan sorunların yanı sıra Türkiye’nin son yıllarda ortaya çıkan yeni risk ve tehditlerle karşı karşıya olduğunu aktaran Yıldırım, “İstiklal mücadelemizi, 94. yılında olduğumuz Cumhuriyetimizin kuruluş hikayesini ve daha geçen yıl 15 Temmuz’da maruz kaldığımız saldırıyı hatırlamak, istiklalimize ve demokrasimize yönelik tehditlerin ne seviyede olduğunu anlamak için kafidir. Bu sebeple ekonomik ve askeri yönden güçlü olmanın yanı sıra nitelikli ve eğitim düzeyi yüksek personele sahip olmanın önemi aşikardır.” diye konuştu.
Türkiye Cumhuriyeti’ni, demokrasiyi, milli egemenliği ve milletin kendisini hedef alan ancak kahraman milletin, vatansever askerin, cumhurbaşkanının ve hükümetin kararlı duruşuyla durdurulan 15 Temmuz hain darbe girişiminden sonra tabiatıyla bir çok tedbirlerin alındığını hatırlatan Yıldırım, konuşmasına şöyle devam etti:
“Bu tedbirlerden bir tanesi de Türk Silahlı Kuvvetleri ve Milli Savunma Bakanlığının yeniden yapılandırılmasıdır. O gece asker kılığına girmiş teröristlerin ülkemize yaşattığı acıların, bir daha tekrar etmemesi için bu tedbirleri aldık. Gereken adımları titizlikle attık ve bugün akademik yıl açılışını yaptığımız Milli Savunma Üniversitesi de bu alınan kararlardan bir tanesidir. Burada harp enstitüleri, harp okulları, astsubay meslek okulları, araştırma enstitülerini yani bütün askeri eğitim kurumlarını bir çatı altında topladık. Bu eğitim kurumlarımız, ülkemizin savunma ve caydırıcılık kabiliyetini en üst noktaya taşıyacak olan gerekli donanıma sahip insan gücümüzü yetiştirecek kurumlardır. Gururla ifade etmeliyim ki Türk Silahlı Kuvvetlerinin subay ve astsubay kaynağını oluşturan bütün okullarımızda fiziki ve teknik ihtiyaçlar eksiksiz karşılanmıştır.”
Yıldırım, 15 Temmuz’da bu kurumlara verilen tahribatın ve buradaki insan, öğrenci kaybının hızla telafi edildiğini belirterek, “Az önce rektörümüzün bana verdiği bilgilere göre, harp akademileri, harp okulları, astsubaylar ve akademilerde 15 Temmuz öncesi, Jandarma’yı, GATA’yı ve Sahil Güvenliği çıkardıktan sonra toplam sayı 9 bin 828. Bugün bu sayı 9 bin 832’dir. Dolasıyla bu konuda hiçbir zafiyet kalmamış ve süratle buradaki açık kapatılmıştır. Tabii buna Jandarma’yı, Sahil Güvenliği, GATA’daki öğrencileri koyarsanız daha önceki 16 bin seviyesi neredeyse yakalanmış gibi gözüküyor.” ifadelerini kullandı.
“Bu yapısal dönüşüm artık gerçekleşmiştir, aynı şekilde devam edecektir”
Başbakan Yıldırım, bir yıllık süre içerisinde istedikleri hedeflere ulaşmanın 15 Temmuz gibi büyük bir travmadan sonra önemli bir başarı olduğuna işaret ederek, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Tabii ki bu başarıda bütün hepinizin emeği vardır, hepinizi canı gönülden tebrik ediyorum, kutluyorum. Hükümet olarak bütün başarılı ve özverili çalışmaların daima arkasında olduğumuz gibi, bu kurumumuza da her zaman sahip çıkacağız. Şunu iyi bilelim, bu yapısal dönüşüm artık gerçekleşmiştir, bundan böyle de aynı şekilde devam edecektir. Amacımız bu değişimi geleceğe dönük tahkim etmek ve burada yetişecek genç subaylarımızı, astsubaylarımızı değişen dünya şartlarına göre, değişen tehdit algılarına göre en iyi şekilde bilgi ve uygulamalarla donatmak. Sizin göreviniz bu konuda her türlü inisiyatifi almak ve bunu gerçekleştirmek. Bunun için ihtiyacınız olan her türlü imkan ve kabiliyet de tabii ki hükümetimiz tarafından sağlanmış olacaktır. Az önce bakanım da ifade etti, bu alçak örgütün ülkemize yaptığı ihanetin boyutları her geçen gün daha da açık bir şekilde ortaya çıkıyor. Bakın, 15 Temmuz darbesi sonrası görevlendirmelere göz attığınızda nelere rastlıyoruz. İstanbul Valisi, Hava Harp Okulu Komutanı. TRT İstanbul Radyosu Müdürü, Hava Harp Okulu Alay Komutanı. İş Bankası Genel Müdürü, Hava Harp Okulu Dekanı. Böyle atamalar yapmışlar. Harp okulunun hocalarının görevi darbe yapıp, kurumların başına geçmek mi?”
Bu ve buna benzer tehditlerin ülkede bir daha yaşanmamasının bu kurumların milletle bütünleşmesine bağlı olduğunu aktaran Yıldırım, “Tamam titiz olacağız, buraya seçim yaparken en kabiliyetli, en iyi, vatanını, milletini, bayrağını seven evlatlarımız alacağız, burada bir tereddüt yok. İşte bu hassasiyeti alçak FETÖ terör örgütü görmüş ve bu alanı kendi kirli amaçları doğrultusunda tepe tepe kullanmıştır. Günün sonunda öyle bir hale gelinmiştir ki bir tek bile onların istemediği öğrenci buraya girememiştir. Bu ülkemizin geleceği için büyük bir felaketin başlangıcıydı. Bu bakımdan 15 Temmuz darbe girişimi, bize, ülkemize, insanımıza, demokrasimize büyük bir tahribat vermekle beraber göz bebeğimiz Silahlı Kuvvetlerimizin kurtuluş için de önemli bir dönüm noktası olmuştur. Bunu böyle bilmek lazım.” değerlendirmesini yaptı.
Yıldırım, artık silahlı kuvvetlerin, insan kaynağı yetiştirecek bu güzide kuruluşların, memleketin her köşesinden Türkiye’nin insan dokusunu, bölgesel temsilini gerçekleştirecek öğrenci zenginliğine sahip hale geldiğini, Harp Enstitüleri ve araştırma enstitüleriyle ilgili durumun da aynı olduğunu söyledi.
Günümüzde tehdit algılarının gittikçe değiştiğini dile getiren Yıldırım, şöyle devam etti:
“Artık 50 yıl önceki, 50 yılı bir kenara bırakın, 10 yıl önceki tehdit algısıyla bugünkü tehdit algısı aynı değil. Ülkeler savunma ağırlıklı hazırlık yaparken bugün caydırıcı ağırlıklı hazırlıklar daha da önem kazanıyor. Önceden tankla, topla, uçakla bir harp icra edilirken şimdi bilişimle, siber saldırılarla harpler yapılıyor. Dolayısıyla bilgi artık en büyük güç haline geliyor. Çok büyük paralarla oluşturduğunuz savunma ve caydırıcılık kabiliyetiniz bazen işe yaramaz hale geliyor ve çok kolay elde edilebilen siber araçlarla daha büyük tahribatlar yapan saldırılarla karşı karşıyayız. Bunun için birçok ülke siber kuvvetler adı altında komutanlıklar kurdu. Bu konuda Türk Silahlı Kuvvetleri de gerekli adımları attı. 2011’den itibaren siber tehdidi bir önemli tehdit kabul ederek bu yönde gerekli alt yapıyı oluşturdu. Dolayısıyla bölgemizin stratejik konumunu da göz önüne aldığımızda Türkiye’nin hem savunma sanayisine hem caydırıcılık kabiliyetine yönelik adımlarını artan bir tempoda sürdürmesi kaçınılmaz.”
“Biz harp sanatlarından anlamayız”
Başbakan Yıldırım, bölgede son 5-6 yıldır devam eden istikrarsızlığın, yönetim boşluğu ve buna bağlı gelişen terör faaliyetlerinin ülkeyi birinci derecede ilgilendiren ve tehdit eden bir boyut kazandığını vurguladı.
Silahlı kuvvetlerin insan kaynağını yetiştirecek ve ülkenin içeride ve dışarıda güvenliğini teminat altına alacak Milli Savunma Ünversitesi’nin Harp Okulları, Meslek Yüksek Okulları ve akademileriyle, araştırma ve subay enstitüleriyle bir bütün olarak bu ihtiyacı karşılayacak güçte olduğunu belirten Yıldırım, bu güzide kuruluşun akademik yılının hayırlı ve uğurlu olmasını diledi.
Yıldırım, Cumhuriyet’in en büyük kazanımının demokrasi ve hukuk olduğunu ifade ederek, şöyle konuştu:
“Bize düşen yeryüzünün değerleriyle barışık bir şekilde, dahili ve harici hiçbir vesayet odağına itibar etmeden devletimizi, ülkemizi, vatandaşımızı korumak ve güçlendirmektir. Bunun için var gücümüzle gayret edeceğiz, çalışacağız. Sizin her türlü ihtiyaçlarınızı karşılayacağız. Biz harp sanatlarından anlamayız. Nasıl harp edileceğini bilmeyiz. Bizim bileceğimiz şey, sizin ihtiyaçlarınızın karşılanmasıdır. Bunu da karşılamak için 80 milyon vatan evladıyla birlikte ülkemizin imkan ve kabiliyetlerini de sonuna kadar kullanarak size ihtiyaç duyduğunuz her türlü maddi, manevi desteği sağladık, sağlamaya devam edeceğiz. Eğitim ve öğretim yılınız hayırlı ve uğurlu olsun.”
İstiklal Marşı’nın okunması ve saygı duruşuyla başlayan törende, üniversitenin tanıtım filmi gösterildi.
Törene, Milli Savunma Bakanı Nurettin Canikli, İstanbul Valisi Vasip Şahin, 1. Ordu Komutanı Orgeneral Musa Avsever, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Mevlüt Uysal, Milli Savunma Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Erhan Afyoncu ve diğer ilgililer katıldı.