“AK Parti’yle Birlikte Başlayan Büyük Demokrasi ve Ekonomi Hamlesi, Yeniden Bir Yükseliştir
AK Parti Denizli Genişletilmiş İl Danışma Meclisi toplantısında konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “28 Şubat müdahalesi ve koalisyonlar dönemi düşüşse, AK Parti’yle birlikte başlayan büyük demokrasi ve ekonomi hamlesi, yeniden bir yükseliştir. Sokaklarda kaos çıkartarak, emniyetten yargıya ve orduya kadar ülkenin tüm kritik kurumlarına sızarak darbe girişimlerinde bulunarak, terör örgütlerini üzerimize salarak ülkemizi düşürme çabalarına verdiğimiz cevap, Türkiye’yi yeniden yükselişe geçirmek olacaktır” dedi.
Çeşitli temaslar için Denizli’de bulunan Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, Denizli Valiliği ve Denizli Büyükşehir Belediye Başkanlığı ziyaretlerinin ardından AK Parti Denizli Genişletilmiş İl Danışma Meclisi toplantısına katıldı. Çamlık Açık Hava Tiyatrosunda gerçekleştirilen toplantıda, Cumhurbaşkanı Erdoğan bir konuşma yaptı.
“DENİZLİ TÜRKİYE’NİN ÖRNEK ŞEHİRLERİNDEN BİRİ”
Demokrat Parti döneminden itibaren Denizlilerin yaptığı atılımların şehri bugün gıptayla bakılan bir konumuna ulaştırdığına işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Şehri ziyaret eden Gazi Mustafa Kemal’in bile ‘büyükçe bir köy’ olarak tarif ettiği Denizli’den bugünkü büyükşehir Denizli’ye nasıl gelindiğinin hikâyesi, esasen Türkiye’nin hikâyesidir. Denizli, Cumhuriyetle siyasi bağımsızlığını kazanan, Demokrat Parti ve merhum Menderes’le iktisadi bağımsızlığı için mücadele başlatan Türkiye’nin örnek şehirlerinden biridir” diye konuştu.
AK Parti döneminde altyapı, yatırımlar, ihracat, istihdam, eğitim, sağlık, ulaştırma, sanayi ve ticarette Türkiye’nin, kat ettiği mesafenin en iyi ölçülebileceği şehirlerden birinin Denizli olduğunu ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, Ege Gelişim Projesi kapsamında, Denizli’nin içinde bulunduğu bölgeye 28 milyar liralık yatırım yapılacağını açıkladı.
Laf değil iş ürettiklerini belirterek, “Öyle kalk sözde ‘adalet yürüyüşü yap; İzmir’de işçiler ‘yandım’ diyor, adaleti önce İzmir’e getir. Şişli, İstanbul’da çöplük; temizlik işçileri Şişli’de yürüyüş yapıyor, ‘adalet’ diyor. Hey gidi Kılıçdaroğlu, aynaya bak, aynaya” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, İstanbul’da belediye başkanı olduğunda İstanbul çöplük konumunda olduğunu, geldikten kısa süre sonra İstanbul’u pırıl pırıl yaptıklarını söyledi.
“NEREDEN GELDİĞİMİZİ BİLECEĞİZ Kİ, GİDECEĞİMİZ YÖNÜ ŞAŞIRMAYALIM”
AK Parti döneminde Denizli’ye getirilen hizmetlerin listesini tek tek saymaya kalkıldığında buna nefeslerin yetmeyeceğini; ancak bu hizmetleri en iyi Denizlilerin bileceğini kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, AK Parti teşkilatlarında görev yapanlardan bu hizmetleri her fırsatta vatandaşlara hatırlatmalarını istedi ve “Yoksa biz kendimiz konuşuruz, kendimiz dinleriz. Anlatacağız, yer yere ulaşacağız. Zannediyorsunuz ki herkes bunları biliyor. Bilmiyorlar, anlatacağız. Benim vatandaşım vefalıdır; bilseler aldığımız oylar çok daha yüksek olur. Nereden geldiğimizi bileceğiz ki, gideceğimiz yönü şaşırmayalım. Daha ülkemize ve Denizli’ye yapacağımız çok hizmetler var” diye ekledi.
“TÜRKİYE, BİR YOL AYRIMINDADIR”
Ama bazı dönemlerin, içinde yaşanan hadiselerin mahiyeti dolayısıyla sonraki asrı biçimlendirdiğine işaret ederek, son 15 yıldaki AK Parti döneminin de, böyle bir öneme sahip olduğuna inandığını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bilhassa geçtiğimiz 4 yılda kesintisiz bir şekilde maruz kaldığımız saldırılar ve bunlara karşı milletimizle birlikte verdiğimiz mücadele, geleceğimize damgasını vuracaktır. Türkiye, bir yol ayrımındadır. Bir tarafta yeniden 1990’ların, yeniden tek parti CHP’si döneminin zayıf ülkesi olmak tehlikesi var, diğer tarafta ise Demokrat Parti’den başlayan ve günümüzde AK Parti’yle süren güçlü, büyük, müreffeh Türkiye’yi inşa etme fırsatı var” şeklinde konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, birilerinin Türkiye’yi ısrarla geçmişiyle bağını kesmiş, geleceğe dair hedefi ve ümidi olmayan Eski Türkiye’ye yöneltmek istediğine; kendilerinin ise milletle birlikte ‘tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet’ dediğine dikkat çekti ve “Bizim Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nden başka devletimiz yok. Ama birisi ne diyor? Paralel yapı, öbürü PKK kendine göre bir devlet, birisi PYD diyor, birisi gidiyor Suriye’nin kuzeyinde bir şeyler yapmaya çalışıyor. Kuramayacaksınız, vatanımızı bölemeyeceksiniz. Gereği neyse bunu yapacağız. Onlara gereken dersi bulundukları yerde vereceğiz” dedi.
Anayasa değişikliği ile ilgili referandum sürecinde Almanyalı ve Hollandalı kimi devlet ve hükûmet yetkililerinin Türkiye aleyhinde, AK Parti aleyhinde kampanyalar yaptığını, kendisinin ve Türk bakanların ülkelerine girmesini kabullenemediklerini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, dün Cuma namazı çıkışında basın mensuplarına yaptığı açıklamada Almanya’daki Türk vatandaşlarına yönelik yaptığı “Türkiye’ye dost olana dost olmalısınız” çağrısından duyulan rahatsızlığa işaret etti.
“BİZ, DOSTLARI ÇOĞALTMANIN GAYRETİ İÇERİSİNDEYİZ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, devamında şunları kaydetti: “Ve tabii rahatsız oldular, hemen hop oturup hop kalkmaya başladılar. Daha çalışacağız, gayret etmemiz lazım. Şu anda Avrupa’da bizi dinleyen kardeşlerime sesleniyorum: Demokratik hakkınızı sandıklarda en ideal şekilde vermek suretiyle bir defa bunlara orada en güzel dersi vermelisiniz. ‘Ama eğer benim oyum şuraya vermezsem zayi olur, buraya vermezsem zayi olur’ deme, sen oyunu Türkiye’ye düşmanlık yapmayana ver. Çünkü ben Almanya’nın başındaki hanımefendiye 4 bin 500 teröristin dosyasını verdim ve bu teröristlerin dosyaları maalesef kabul görmedi, hâla onlarda. Ama o kendisi benden bir kişinin, iki kişinin, üç kişinin iadesini istedi. Kusura bakma, sende yargı varsa bizde de yargı var. Aynı şekilde ortağı olan muhalefet partisindeki kişi, o da iki de bir gördüğü zaman hep o da bunları söyler. Hele hele şimdi bir Dışişleri Bakanları var, aman Yarabbi, evlere şenlik. Hiç haddini falan bilmiyor. Sen kimsin ki Türkiye’nin Cumhurbaşkanına konuşuyorsun, sen Türkiye’nin Dışişleri Bakanıyla konuş, haddini bil. Ve kalkıp bize ders vermeye kalkıyor. Senin siyasetteki geçmişin ne, kaç yaşındasın? Hayatımız bizim siyasette bu mücadelelerle geçti. Onun için Almanya’nın kapısını açarsınız-açmazsınız hiç önemli değil, bize bu kapılar yetiyor.”
Kendisine kapısını açan ülkelere de seve-seve gideceğini ve onlara da kapılarını açacaklarını sözlerine ekleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Biz düşman çoğaltmanın gayreti içerisinde değiliz, azaltmanın gayreti içerisindeyiz. Dostları çoğaltmanın gayreti içerisindeyiz. Ama karşımızdakiler eğer bize böyle yapıyorsa ne yapacağız? Arapların güzel bir atasözü var, ‘men dakka dukka.’ Biz de gereği neyse onu yaparız” sözlerine yer verdi.
“BAZILARI TARİHİMİZİN BİR ASIR ÖNCE BAŞLADIĞINI SANIYOR”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bazıları bizim tarihimizin bir asır önce başladığını sanıyor, vah zavallılar. Yıllarca okullarımızda tarihimizi çocuklarımıza doğru dürüst anlatamadığımız için, maalesef, bu kısır düşünceye kapılanlar oluyor. Hâlbuki bugün Doğu Avrupa ve Balkanlardan Orta Asya’ya ve Kuzey Afrika’ya kadar çok geniş bir coğrafyada, nereye giderseniz gidin, ecdadımızın eserleriyle, izleriyle, hâlâ hürmetle yâd edilen hatıralarıyla karşılaşırsınız. AK Parti’nin 15 yıllık iktidarı döneminde yaptığımız işlerden biri de, Balkanlardan Moğolistan’a, Ukrayna’dan Sudan’a kadar dünyanın dört bir yanındaki ecdat yadigârı eserlere sahip çıkmak olmuştur. Bu şanlı geçmişe rağmen, bizi ısrarla, tıpkı Sevr’cilerin yapmaya çalıştığı gibi, bir avuç toprağa sıkıştırmaya çalışanlara eyvallah etmediğimiz için, bunca sıkıntıyla karşı karşıyayız.”
‘Bu hududu kimler çizmiş gönlüme? / Dar geliyor, dar geliyor gardaşım’ dizelerini okuyarak, kendilerine olan tahammülsüzlüğün gerisinde, gönüllerine dar gelen hudutları kırıp atma iradesini ortaya koymalarının olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Hep söylediğim gibi, ben George’un, Hans’ın, şunun, bunun ne dediğine değil, milletimin ne dediğine bakarım, kardeşlerimin ne dediğine bakarım” ifadelerini kullandı.
“MİLLETİMİZ, İSTİKLAL VE İSTİKBAL MÜCADELESİNİ TAVİZSİZ SÜRDÜRMEMİZİ İSTİYOR”
2002’de ‘Her şey Türkiye için’, 2007’de ‘Durmak yok, yola devam’, 2011’de ‘Hedef 2023’, 2015’te ‘Huzur ve istikrar’ dediklerini ve her seferinde de milletten heyecan ve destek aldıklarını hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, en son 16 Nisan’da milletin kapısını çalarak ülkenin yeni yönetim sistemiyle ilgili tercihini sorduklarını ve izledikleri politikalara yaklaşımını test ettiklerini söyledi ve ekledi: “Gördük ki, milletimiz bizden, Türkiye’nin istiklal ve istikbal mücadelesini tavizsiz bir şekilde sürdürmemizi istiyor. İnşallah, bu tarihî mücadeleyi zaferle neticelendirecek ve milletimize de Allah’ın izniyle mahcup olmayacağız.”
2019 seçimlerinin ve o tarihe kadar yapacaklarının Türkiye’nin gelecek asrını şekillendirecek öneme sahip olduğunun altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Çünkü öyle bir mücadelenin içinden geçiyoruz ki, ne ekonomide, ne güvenlikte, ne yatırımlarda, ne uluslararası ilişkilerde, hiçbir şeyi yarım bırakamayız. 15 Temmuz’da hep birlikte gördük ki, ülkemizin ve milletimizin düşmanları, hem içeride, hem dışarıda pusuda bekliyor. Türkiye’nin en küçük bir zafiyet göstermesi hâlinde, üzerimize çullanmak üzere el ovuşturanlara, bekledikleri fırsatı, Allah’ın izniyle vermeyeceğiz” vurgusunda bulundu.
“TÜRKİYE’NİN KADERİYLE AK PARTİ’NİN KADERİ BÜTÜNLEŞMİŞTİR”
Türkiye’nin kaderiyle AK Parti’nin kaderinin birbiriyle bütünleştiğini ifade ederek, “Biz zayıf düşersek, unutmayın Türkiye de zayıf düşer. Biz çok çalışır, çok üretir, çok terlersek, Türkiye de o derece güçlü olur” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, yeni sistemle birlikte başarı çıtasını kendi elleriyle yükselttiklerini, artık seçimlerde, en az yüzde 50+1 oy almaları gerektiğini hatırlattı.
AK Parti olarak kendilerini önümüzdeki dönemin gereklerine ve ihtiyaçlarına uygun şekilde yeniden yapılandırmaya ihtiyaçları olduğunu kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, AK Parti çatısı altında şehrine ve ülkesine hizmet herkesin değerli olduğunu ve kendilerine şükran borçlu olduğunu kaydetti ve “Bir süredir her fırsatta dile getirdiğim değişim ihtiyacı, bu arkadaşlarımızın başarısızlığından değil, kendimizi işte bu yeni şartlara hazırlama zorunluluğumuzdan kaynaklanıyor, kimse bundan rahatsız olmasın. Milletimizin beklentilerine cevap verebilmek için, öncelikle reforma kendimizden başlayacağız” diye konuştu.
“TÜRKİYE’NİN GELECEĞİNİ İNŞA EDECEK BİR AK PARTİ’Yİ BİÇİMLENDİRMENİN GAYRETİ İÇİNDEYİZ”
Tüm şartların aynı kaldığı bir süreçten yeni sonuçlar doğmasını beklemenin akıllıca olmayacağını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Madem Büyük Türkiye diyoruz, madem Güçlü Türkiye diyoruz, madem kendisiyle birlikte dostlarına ve kardeşlerine güven veren bir Türkiye diyoruz, öyleyse önce AK Parti’yi bunları yapabilecek kapasiteye çıkarmamız şarttır. İlçe ve il kongrelerimizde, ardından büyük kongremizde, daha sonra da mahalli idareler ve milletvekilliği seçimlerinde, Türkiye’nin geleceğini inşa edecek bir AK Parti’yi biçimlendirmenin gayreti içinde olacağız.” dedi.
Tüm AK Partililerden bu sürece katkı sağlamalarını beklediğini belirterek, Türkiye’nin ve milletin geleceği için kafasında projesi, yüreğinde sevgisi, bedeninde enerjisi olan, dava bilinci sahibi herkesi AK Parti saflarında siyaset yapmaya ve sorumluluk üstlenmeye davet eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “AK Parti alışılmış bir parti değildir, partilerden bir parti hiç değildir. AK Parti’nin bir davası vardır. Kurarken adalet dedik, kalkınma dedik ve partimizin adını Adalet ve Kalkınma Partisi koyduk” diye ekledi.
Ankara’dan İstanbul’a sözde ‘adalet yürüyüşü’ yapanların geç kaldığını, AK Parti’yi kurarken kendilerinin bu kavram üzerine partiyi kurduklarını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, ana muhalefet partisi liderinin bu yürüyüşünü ve devamından mitingini rahatlık ve güven içinde yapmasını AK Parti’nin kendilerine sağladığı imkân sayesinde olduğunu kaydetti.
“TÜRKİYE, HER GÜN YENİ KAZANIMLARLA GÜCÜNÜ GÖSTERMEYE BAŞLADI”
“Kökleriniz ne kadar derindeyse, yukarıya doğru yükseldiğinizde o kadar güçlü ve emin olursunuz. Türkiye kökleri derinde olan bir ülkedir, Türk milleti de kökleri derinde olan bir millettir” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2023 hedefleri ile 2053 ve 2071 vizyonlarının Türkiye için hayal ve ulaşılamaz olmadığının altını çizdi ve konuşmasına şöyle devam etti: “Yaşadığımız bunca badireye, fırtınaya, kumpasa, oyuna rağmen hâlâ dimdik ayaktaysak, bunu köklerimizin derinliğine borçluyuz. Önemli olan düşmek değil her seferinde kalkıp yeniden koşmaya başlamaktır diye bir söz var. Türkiye, önüne çıkartılan engeller sebebiyle zaman zaman biraz zaman kaybına uğramış olabilir, enerjisinin bir kısmını boşa da harcamış olabilir, imkânlarının bir kısmını heba etmiş olabilir. Ama milletimizin o hayranlık verici feraseti sayesinde ülkemiz her seferinde yeniden yoluna devam etmesini bilmiştir. Tek parti CHP’si düşüşse, yeter söz milletindir diyen Demokrat Parti yeniden yükseliştir. 1960 darbesi düşüşse, hemen ardından başlayan kalkınma çabaları yeniden yükseliştir. 1980 darbesi düşüşse, merhum Özal’ın başlattığı ve kendi deyimiyle ülkemize çağ atlatan reformlar yeniden yükseliştir. 28 Şubat müdahalesi ve koalisyon dönemi düşüşse, AK Parti’yle birlikte başlayan büyük demokrasi ve ekonomi hamlesi yeniden bir yükseliştir.”
Sokaklarda kaos çıkartarak, ülkenin tüm kritik kurumlarına sızarak, darbe girişimlerinde bulunarak, terör örgütlerini salarak Türkiye’yi düşürme çabalarına verecekleri cevabın her zaman Türkiye’yi yeniden yükselişe geçirmek şeklinde olacağına vurgu yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan, bunun işaretlerini her alanda görmeye başladıklarını, Suriye’de tümüyle dışlanmaya çalışılan Türkiye’nin, her gün yeni kazanımlarla gücünü göstermeye başladığını, PKK’dan DEAŞ’a tüm terör örgütlerine büyük darbeler vurduklarını söyledi.