Türkiye, Demokrasi ve Hukuk Devleti Konusundaki Kararlılığını 15 Temmuz’da İbra Etmiştir
Anayasa Mahkemesi’nin kuruluş yıl dönümü gala yemeğine katılan Cumhurbaşkanı Erdoğan, AKPM’nin siyasi denetim kararına ilişkin “Fransa olağanüstü hâl şartlarında seçime gidince ses çıkarmayanların, üstelik de bir darbe girişiminin ardından Türkiye aynı yöntemi uyguladı diye bizi yeniden denetim sürecine almaları, en hafif ifadesiyle ayıptır. Tarih en büyük hakemdir, bugünler gelip geçecek; ama herkesin doğruları ve yanlışları bir ibret vesikası olarak ortada kalacaktır. Biz Türkiye olarak, doğru bildiğimiz yolda kararlılıkla ilerlemeyi sürdüreceğiz” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Anayasa Mahkemesi’nin 55. kuruluş yıl dönümü nedeniyle yurt dışından gelen Anayasa Mahkemesi Başkanları ile gala yemeğinde bir araya geldi. Beykoz Mecidiye Kasrında düzenlenen yemekte; Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan, Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı İsmail Kahraman, Anayasa Mahkemesi Başkanı Zühtü Arslan ve Anayasa Mahkemesi üyeleri de hazır bulundu.
Yemek; Afganistan, Arnavutluk, Azerbaycan, Bosna Hersek, Cezayir, Etiyopya, Gürcistan, Irak, İspanya, Karadağ, Kazakistan, Kırgızistan, KKTC, Kosova, Malezya, Makedonya, Moğolistan, Moritanya, Nijerya, Pakistan, Romanya, Rusya, Sri Lanka, Şili, Tacikistan, Tanzanya, Tayland ve Tunus’un Anayasa Mahkemesi başkan ve üyeleriyle; Avrupa Birliği Adalet Divanı ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nden temsilcilerin katılımıyla gerçekleşti.
“HER TOPLUMDA ADALET İHTİYACI KAÇINILMAZDIR”
Yemekte yaptığı konuşmasına Anayasa Mahkemesi’nin 55. kuruluş yıl dönümünü tebrik ederek ve mahkemenin çalışmalarında emeği geçenlere teşekkür ederek başlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, restorasyonunun ardından hizmete alınan Mecidiye Kasrında misafirlerini ağırlamaktan duyduğu memnuniyeti dile getirdi.
16 Nisan’da yapılan halk oylamasının kabulü ile üye sayısı değişen Anayasa Mahkemesi’nin yeni yapısının, kuruma ve Türkiye’ye hayırlı olması temennisinde bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “İnsanlık tarihinin en önemli dönüm noktalarını adaletin tesisi, hukukun işleyişi ve bu temelde bir devlet organizasyonunun kuruluş mücadelesi teşkil eder. Nüfusu ve toprak büyüklüğü ne olursa olsun, her toplumda adalet ihtiyacı kaçınılmazdır” diye konuştu.
“ADALET DUYGUSUNUN ZEDELENDİĞİ BİR YERDE DEVLETİ YAŞATMAK MÜMKÜN DEĞİLDİR”
Tarih boyunca adaletin tesisi ve hukukun işleyişi konusundaki uygulamaların belirli ilkeler üzerinde mutabık kalındığına işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Anayasa mahkemeleri hukukla ilgili temel ilkelerin toplandığı anayasaları gözeten ve ihtilafları konusunda son sözü söyleyen kurumlardır. İsimleri farklı da olsa, bu işleve sahip kurumlar günümüz devletlerinin hemen hepsinde bulunur” dedi.
Adalet duygusunun zedelendiği, hukukun işlemez hâle geldiği bir yerde toplumsal bütünlüğü ayakta tutmanın ve devleti yaşatmanın mümkün olmadığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bunun için bizim ecdadımız ‘insanı yaşat ki devlet yaşasın’ demiştir. Aynı şekilde bizim medeniyetimiz ‘adalet mülkün temelidir’ diyerek devletin nasıl yaşatılacağını da göstermiştir. Evet, insanla devlet arasındaki bağın adı adalettir. Güvenlik de, huzur da, refah da, özgürlük de, gelecek de bu kavramın, yani adalet lafzının içinde mündemiçtir” şeklinde konuştu.
“ADALET SİSTEMİ, TOPLUMU VE DEVLETİ BİR ARADA TUTAN HER ŞEYİN ÇIKIŞ NOKTASIDIR”
Cumhurbaşkanı Erdoğan şunları söyledi: “Bugün bir yerde güvenlik sorunu varsa, orada asıl sıkıntı adaletin olmayışıdır. Bir yerde sefalet, yoksulluk almış başını gitmişse, orada da asıl sorun adaletin işleyişindeki aksaklıklardır. İç savaşların, çatışmaların, kaosun hâkim olduğu yerlerde insanların maruz kaldıkları zulüm, adalet mekanizmalarının işlemez hâle gelmesinden kaynaklanıyor. Dikkat ederseniz, herhangi bir yerde asayiş sağlandığı zaman ilk tesis edilen kurum adalet kurumudur. Hayatımızı idame etmemizi sağlayan diğer tüm imkânlar, işler bir adalet sistemi varsa sağlıklı şekilde kullanılabilir ve sürdürülebilirliği sağlanabilir, aksi taktirde kaos kaçınılmazdır. Bugün dünyamızın en büyük sorunu, adaletin işlemesi için ihdas edilen kuralların uygulanmasındaki çifte standartlar değil midir? Mesela terörle mücadeleyi kendi toplumunun güvenliği için hak görenlerin, sıra başkalarına geldiğinde farklı mülahazalar içine girmesi adaletsizlik değil midir? Aynı şekilde siyasi ve ekonomik kuralları işlerine geldiği gibi uygulayanların yaptıkları işin adı adaletsizlik değil midir?”
Afrika’da açlıktan ölen çocuklarla Batıda obezite tehdidine maruz kalan çocukları mukayese kolaylığına kaçmadığını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, çok daha somut, çok daha yaygın sorunlardan söz ettiğine dikkat çekti ve “Adalet sistemi toplumu ve devleti bir arada tutan her şeyin çıkış noktası olduğu kadar, toplumun ve devletin tefessühünün de kaynağıdır. Maalesef bugün dünyamız işte böyle bir tehditle karşı karşıyadır. Sizlerin hukuk insanları olarak adalet konusunda göstereceğiniz hassasiyetle kendi toplumlarınızdan başlayarak tüm dünyada daha iyiye, daha güzele doğru gidişe vesile olacağınıza inanıyorum” ifadelerine yer verdi.
“KİMİ KURUM VE DEVLETLERİN, ÜLKEMİZİN DEMOKRASİSİNİ SORGULAMASINA İZİN VEREMEYİZ”
Türkiye’nin demokrasi ve hukuk devleti konusundaki kararlılığını 15 Temmuz’da hiçbir şüpheye yer kalmayacak şekilde ibra etmiş bir ülke olduğunun altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bunun için Avrupa Birliği başta olmak üzere, kimi kurum ve devletlerin 16 Nisan halk oylaması sonuçları üzerinden ülkemizin demokrasisini sorgulamasına izin veremeyiz. Türk milleti kendi iradesiyle bir tercih yapmıştır, herkes bu tercihe saygı göstermek mecburiyetindedir” vurgusunda bulundu.
“Hukuk devleti ilkesinden taviz vermeden, ülkemizin ve milletimizin bekası için yaptığımız fedakârlıkları anlamak istemeyenlere elbette söyleyecek sözümüz vardır, sırası geldiğinde milletimiz bu konuda da son sözü söyleyen ülke olacaktır” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ama şundan emin olunuz: Milletimiz her ne kadar bu noktada bir karar verecekse, bunu demokrasi ve hukuk devletine olan bağlılığından taviz vermeden yapacaktır” şeklinde konuştu.
“SİVİL SİYASET ELİYLE EN BÜYÜK REFORMLARDAN BİRİ GERÇEKLEŞTİRİLDİ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Türkiye söz konusu olduğunda riyakârlıkta sınır tanımayanlardan adaleti zaten beklemiyoruz; ama hiç değilse kendi koydukları kurallara birazcık saygı göstermelerini ümit etmenin hakkımız olduğunu düşünüyorum. Fransa olağanüstü hâl şartlarında seçime gidince ses çıkarmayanların, üstelik de bir darbe girişiminin ardından Türkiye aynı yöntemi uyguladı diye bizi yeniden denetim sürecine almaları, en hafif ifadesiyle ayıptır. Tarih en büyük hakemdir, bugünler gelip geçecek; ama herkesin doğruları ve yanlışları bir ibret vesikası olarak ortada kalacaktır.”
Türkiye’nin, doğru bildiği yolda kararlılıkla ilerlemeyi sürdüreceğini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Yönetim sistemimizi değiştirmeyi başarmış olmamız, hem de yüzde 51,5 gibi bir oy alarak değişmesi, katılımın ise yüzde 85’in üzerinde olması, bugün benim diyen ileri demokrasilerde görülmüş bir şey değildir. Bugün Batıda yüzde 35, yüzde 40, yüzde 45, yüzde 50 katılımlarla biliyorsunuz seçimler yapılıyor, ama bizde katılım Türkiye’nin dört bir yanında yüzde 85’i aştı ve tarihimizdeki sivil siyaset eliyle gerçekleştirdiğimiz en büyük reformlardan biridir bu. Artık darbelerin, müdahalelerin gölgesi olmadan kendi yolumuzu kendimizin belirlediği yeni dönemin doğrusu hayırlı olmasını diliyorum” değerlendirmesinde bulundu.
Konuk Anayasa Mahkemesi Başkanlarının katılacakları panel ve sempozyumlarda sundukları çalışmaların, Türkiye’nin hukuk sistemine katkı sağladığına inandığını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu çalışmalardan Türkiye’nin de gerektiği şekilde istifade edeceğini söyledi.