“İnsanoğlu Kendi Geleceği İçin Kadına Hak Ettiği Değeri Vermek Mecburiyetindedir”

“İnsanoğlu Kendi Geleceği İçin Kadına Hak Ettiği Değeri Vermek Mecburiyetindedir”

HAK-İŞ Uluslararası 5. Kadın Emeği Buluşması’nda konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Eşitlik adı altında kadının her türlü sömürüye ve istismara açık hale getirildiği bir anlayışa, herkesten önce kadınların karşı çıkması gerekir. Asıl olan kadının insan sıfatıyla kabul edilmesidir. İşte o zaman eşitliği değil adaleti tartışmaya başladığımızı göreceğiz. Adalet; erkek-kadın, çocuk-yaşlı demeden tüm insanları ilgilendiren bir sorundur” dedi.

HAK-İŞ Konfederasyonu bünyesindeki Kadın Komitesi tarafından, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü münasebetiyle ATO Congresium’da düzenlenen programda Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan bir konuşma yaptı.

Emekleriyle hayatın her alanında üretken ve başarılı olabileceklerini gösteren tüm kadınlara teşekkür ederek konuşmasına başlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Sizler, kadınların ‘nisa’, yani insan sıfatıyla, diğer tüm özelliklerinden bağımsız bireyler olarak, bu ülkede yaşayabileceğini, kendi ayakları üzerinde durabileceğini gösteren birer kahramansınız. Aynı zamanda sizler, kadının metalaştırılmadan, sadece cinsiyeti kullanılarak istismar edilmeden; kendi kişiliğiyle, kimliğiyle, inancıyla, değerleriyle hayatta hak ettiği yeri alabileceğinin de ispatısınız” diye konuştu.

“İNSAN, YARATILMIŞLARIN EN ŞEREFLİSİDİR”

İslam medeniyeti inancı ve kültüründe, kişilerin cinsiyetleriyle değil insan sıfatlarıyla muhatap alındığını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Çünkü biz de insan eşrefi mahlûkattır, yani yaratılmışların en şereflisidir” dedi ve dünyada kadın hareketlerinin, kadınların en çok aşağılandığı, istismar edildiği ve mağdur edildiği yerlerde ortaya çıktığını söyledi.

Eşitlik adı altında kadının her türlü sömürüye ve istismara açık hale getirildiği bir anlayışa, herkesten önce kadınların karşı çıkması gerektiğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi: “Asıl olan kadının insan sıfatıyla kabul edilmesidir. İşte kitabımız Kur’an-ı Kerim bir sureyi nereye ayırmış? Kadına. Nisa Suresi… İşte o zaman eşitliği değil adaleti tartışmaya başladığımızı göreceğiz. Adalet; erkek-kadın, çocuk-yaşlı demeden tüm insanları ilgilendiren bir sorundur. Unutmayınız, kadının olmadığı yerde insan da yoktur. Bunun için kadın olmak, peşinen imtiyazlı olmak demektir. Kadın çocuk doğurduğu için cezalandırılmaz, tam aksine mükâfatlandırılır. O yüzden bizim değerlerimizde, bizim inancımızda cennet, babaların ayakları altında değil, annelerin ayakları altındadır. Onun için annelerin ayaklarının altı öpülür, ben öptüm siz de öpün. İnsanoğlu, kendi geleceği için, kendi bekası için kadına hak ettiği değeri vermek mecburiyetindedir. Kadına haksızlık eden tüm insanlığa haksızlık etmiş olur.”

“MAZLUMLA ZALİMİN MÜCADELESİ İNSANLIK TARİHİYLE YAŞITTIR”

Mazlumla zalimin mücadelesinin, insanlık tarihiyle yaşıt olduğunu ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, kendi safının mazlumların yanı olduğunu söyledi ve “Adalet için, onurları, haysiyetleri, hakları için mücadele eden tüm kadınların da sonuna kadar yanındayız” dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, İslam medeniyeti ve tarihinde emeğin kutsal olduğuna, emeğe saygı duyulması, çalışanın ve üretenin haklarının korunması konusunda güçlü kurumsal yapıların olduğuna dikkat çekti ve şöyle dedi: “Esasen, bizim tarihimizde emek bakımından ustayla-çırak, işverenle-işçi arasında bir ayrıma gidilmemiştir. Hepsi de alınteri, katkısı, mahareti ölçüsünde aynı sistemin içinde, karşılıklı saygı, sevgi ve hakkaniyet temeline dayalı olarak yer almıştır. Dünyadaki sendikal mücadelelerin tarihine baktığımızda ise sistemin, tam tersine, şiddetli bir çıkar çatışması üzerine kurulduğunu görürüz. Sanayi devrimiyle birlikte ortaya çıkan ağır çalışma şartları, ortada düzenleyici kurumlar ve kurallar olmadığı için, işçileri haklarını aramak amacıyla örgütlenmeye yöneltmiştir.”

“İLHAMINI MEDENİYETİMİZDEN ALAN BİR SENDİKA ANLAYIŞINA İHTİYAÇ VAR”

İlhamını tarihimizden ve medeniyetimizden alan bir sendika anlayışına ihtiyaç duyulduğunun altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, çalışma hayatında kadınların emeklerinin korunması bakımından bu yaklaşımın çok önemli olduğunu söyledi ve şunları kaydetti: “Nüfusunun yüzde 92’sinin il ve ilçe merkezlerinde yaşadığı bugünkü Türkiye’nin, nüfusunun yüzde 70’inin köylerde yaşadığı dünkü Türkiye’den farklı olduğunu elbette biliyoruz. Şehirlerde yaşama oranının artmasıyla birlikte, kadınların toplumsal hayattaki rollerinde meydana gelen değişimin de elbette farkındayız. Ama bu durum, kadının istismar edilmesine, sömürülmesine, ötekileştirilmesine müsamaha göstereceğimiz anlamına asla gelmiyor.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, geçen 14 yılda, işçilerin, emekçilerin, çalışanların, özellikle de kadınların haklarını korumaya yönelik çok önemli düzenlemelerin hayata geçirildiğini hatırlatarak, yasa ve yönetmeliklerde bu yönde yapılan değişikliklere ve düzenlemelere ilişkin örnekleri sıraladı. Bu dönemde en büyük mesafenin kız çocuklarının okullaşma oranlarının artırılmasında alındığına dikkat çeken ve eşi Emine Erdoğan ile birlikte ‘Haydi Kızlar Okula’ adlı kampanyayı başlattıklarını hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2002 yılında ilkokul ve ortaokulda yüzde 87 olan kız çocuklarının okullaşma oranının 2015’te yüzde 96’ya, lise düzeyinde ise yüzde 45’ten yüzde 79’a yükseldiğini kaydetti. Yine aynı dönemde kadın istihdam oranının yüzde 20’den yüzde 30’a çıktığını, kadınların TBMM’deki temsil edilme oranının yüzde 4,5’tan yüzde 15’e yükseldiğini aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, üniversitelerde, kamu kurumlarında çalışan kadın oranları ile ilgili de bilgiler verdi.

“KADINA GİYİMİNDEN DOLAYI DEĞİL, İNSAN OLDUĞU İÇİN DEĞER VERDİK”

Çalışan kadının, annelik görevini ve aile içindeki sorumluluklarını yerine getirmek durumunda da kaldığı için yükünün giderek arttığına dikkat çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, son dönemde, bu çerçevede pek çok düzenleme yapıldığını, doğum sonrası izinlerinden işyerlerindeki kreşlerin yaygınlaştırılmasına kadar pek çok düzenlemeyle, çalışan kadınlara destek sağlandığını kaydetti.

Bütün bunların yanında bazı çevrelerin ısrarla, özgürleştirme adına, kadınları kadın yapan farklılıkları, güzellikleri, imtiyazları ortadan kaldırmaya çalıştığına vurgu yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan şu değerlendirmelerde bulundu: “İşte bu zihniyetin yansımalarına bazı belediyelerin, bir takım siyasi partilerin, güya kadınlar günü için hazırladıkları afişlerde, etkinliklerde şahit oluyoruz. Bu topraklara yabancı ne varsa getirip ‘işte kadın’ diye sunan, inancını ve kılık kıyafetini aşağılayarak kadına hakaret eden bu karanlık zihniyet, esasen en büyük kadın düşmanıdır. Kadını başında örtü var, başında örtü yok diye nasıl ayrıma tabi tutarsın? Yani başında örtü varsa kadın değil, örtü yoksa kadındır, böyle bir tanımlama olabilir mi? Yılarca bu ülkede bu yapıldı. Eğer başında örtü varsa, üniversiteye almadılar, okullara almadılar. Örtü varsa devlet dairelerine almadılar, işe almadılar, yoksa aldılar. Ayrımcılığın ta kendisi bu, bunu yaptılar. İşte bunu hamdolsun biz değiştirdik. ‘Nisa’, yani insan olduğu için değer verdik, giyiminden kuşamından dolayı değil.”

“DÜNYA 5’TEN BÜYÜKTÜR”

İlgili çevrelerin kadını özgürleştirmekten anladıkları şeyin, ‘kadını kendi ideolojilerine, kendi zihinlerinde kurdukları dünyaya köle yapmak’ olduğuna vurgu yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ailesinden, mahallesinden, toplumundan, değerlerinden kopararak savunmasız bıraktıkları kadını, emeğiyle ve bedeniyle istismar etmenin adını özgürlük koyanlar, aslında nesillerimizi hedef alıyorlar” değerlendirmesinde bulundu.

Geçen hafta Fildişi Sahili, Gana, Nijerya ve Gine’ye yaptığı ziyaretlere değinerek, seyahatinde o coğrafyalara yapılan sömürüyü gördüğünü dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti: “Peki bu dünyada hani o ‘gelişmiş ülke’ olarak geçinenler var; niçin acaba buralara ellerini uzatmazlar? Niçin acaba ellerini buralara uzatıp da oradaki yavruları oralardaki çocukları yetiştirmezler? İşte bunun hesabını vermek gerekiyor. Onun için biz ne diyoruz? ‘Dünya 5’ten büyüktür’. Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi, görevini ifa etmiyor. Sadece 5 ülkenin iki dudağının arasına sıkışmış bir dünyayı biz özgür dünya olarak kabul etmiyoruz. 191 ülke, 5 ülkenin iki dudağının arasına sıkışmış. Onlar ne derse onlar onu yapıyor.”

“NESİLLERİ HEDEF ALAN BİR KUŞATMA TEŞEBBÜSÜYLE KARŞI KARŞIYAYIZ”

Bugün topla, tüfekle yapılan saldırılardan çok daha tehlikesiyle, nesilleri hedef alan bir kuşatma teşebbüsüyle karşı karşıya olunduğunun altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bunun için televizyondan internete, müzikten sinemaya, modadan mimariye her türlü araç kullanılıyor. Gençlerimizi ruhsuz bir ceset gibi, sadece dünyevi hazların peşinde koşmaya yönlendiren bu tehdide karşı, hep birlikte mücadele etmeliyiz. Terör örgütlerinin en büyük güç kaynağı, işte bu yeni nesil profilidir. Bu bakımdan, bölücü terör örgütü de, DEAŞ terör örgütü de, paralel devlet yapılanması örgütü de aynı kaynaktan besleniyor” değerlendirmelerine yer verdi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, ülkenin neresinde olursa olsun, bölücü terör örgütü terör estirdiği sürece operasyonların durmayacağını, huzurun yakalanacağı ana kadar devam edeceğini, milletin huzuruna kastedenlere karşı her türlü tedbiri aldıklarını vurguladı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, devamında şu açıklamaları yaptı: “Bu ülkede Parlamento’ya girip de hala terör estirenlere karşı, ben Parlamento’daki diğer siyasi partilerin bunlar hakkında atılması gerekli olan adımları da geciktirmeden atmalarının gerektiğine inanıyorum. Bunu birkaç kez daha söyledim, yine söylüyorum, söylemeye de devam edeceğim. Zira Anayasa ortada, yasalar ortada. Bunların yaptığı özgürlükçü bir mücadele değildir. Özgürlük mücadelesi insanların öldürülmesi ile gelmez. Bütün bunların bedeli silahla Parlamento’ya girmek değildir. Siz silahla mı girmek istiyorsunuz? O zaman buyurun, Anayasa’nın ve yasaların amir hükümleri ortadadır, bunun gereğini yaparız, iş olur biter. Geldin girdin Parlamentoya, demokratik bir şekilde mücadeleni ver. Sözle ver, kalemle ver. Ama silahla dersen kusura bakma.”

“BATI’DA GERÇEK ANLAMDA BİR KADIN HAKLARI SAVUNUCULUĞU YOK”

Kadın haklarını, Batı’daki formatta ve üslupta ifade etmek, savunmak, hayata geçirmek zorunda olunmadığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Kendi tarihi ve kültürel birikimimiz ışığında, yanlışları düzelterek, eksikleri tamamlayarak, kadının bir insan, bir birey, bir fert olarak varlığını güçlendirecek adımları hep birlikte atabiliriz. İnanın bana, böylesi çok daha etkili olacaktır” şeklinde konuştu.

Batı’da gerçek anlamda bir kadın hakları savunuculuğunun olmadığını bu yüzden de Suriye’de yüzbinlerce kadının, çocuklarıyla birlikte hayatlarını kaybetmesine sessiz kalındığını bildiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “DAEŞ terör örgütünün internete koyduğu şov amaçlı videolar karşısında ortalığı ayağa kaldıranlar, neden Esed’in devlet terörünün katlettiği masum çocukları ve kadınları görmezden geliyor?” eleştirisinde bulundu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Rusya’nın uçaklarıyla bombardımana tuttuğu Bayırbucak Türkmenlerini, oradaki Arapları, oradaki kardeşlerimizi niçin görmezden geliyorlar? Yine çoğunluğunu kadınların ve çocukların oluşturduğu, Akdeniz’in ve Ege’nin karanlık sularında yitip giden hayatlar, ağızlarından kadın haklarını, hümanizmi düşürmeyenlerin niçin umularında değil? Bakınız aramızda, ülkemizdeki mülteci kamplarından gelen Türkmen, Arap ve Kürt hanım kardeşlerimiz var. Bu kardeşlerimizin her biri, 5 yıldır Suriye’de yaşanan zulüm ve katliamın en yakın şahitleridir. Onların acısına, gözyaşlarına duyarsız kalanların, kadın haklarından, insan haklarından bahsetmelerinin hiçbir anlamı yoktur. Sınırlarına çektikleri tel örgülerle, kapattıkları kapılarla, en sert polis müdahaleleriyle kadınları ve çocukları çaresizliğe terk edenlerin, Suriye’deki DAEŞ şovlarına karşı hassasiyeti, bize asla inandırıcı gelmiyor. Biliyoruz ki bunların, aslında kadın diye, çocuk diye, mazlum diye, mağdur diye bir dertleri yok. Onların derdi başka. Biz, ne onlar gibi meseleye bakabiliriz, ne de onlar gibi davranabiliriz. İnancımız ve tarihimiz, böyle bir hoyratlığa, böyle bir vicdansızlığa, böyle bir ahlaksızlığa asla izin vermez.”

“MAZLUMLARIN YANINDA OLMAYA DEVAM EDECEĞİZ”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Suriye başta olmak üzere, dünyanın her köşesindeki mazlumların, mağdurların yanında olmaya devam edeceklerine vurgu yaptı ve geçen hafta gerçekleştirdiği Batı Afrika ziyaretlerine atıfta bulunarak, “Altı zenginlik üstü sefalet kaynayan Afrika’daki sömürge düzeni, çok daha ağır bir şekilde, bugün Suriye’ye ve tüm Orta Doğu’ya, Kuzey Afrika’ya uygulanmak isteniyor. Biz buna asla rıza göstermeyeceğiz. Celladına âşık kurbanların ihanetine rağmen, bölgede kurulmak istenen bu düzene karşı sonuna kadar mücadele edeceğiz” dedi. Bu mücadeleyi en çok da kadınlar için vereceklerini sözlerine ekleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Çünkü onlar, özgürleştirilmek adına yeni bir köleliğe teslim edilecekleri modern kölelik düzenini değil, insan sıfatlarına layık bir hayatı hak ediyorlar” diye konuştu.

Konuşmasının sonunda katılımcıların 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nü kutlayan ve “Buradan ülkemizdeki muhacir kardeşlerimiz başta olmak üzere, Suriye’nin ve Irak’ın tüm yiğit kadınlarını gönülden selamlıyorum” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan konuşmasını, ‘5. Kadın Emeği Buluşması’ etkinliğinin hayırlı olmasını dileyerek tamamladı.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, HAK-İŞ Uluslararası 5. Kadın Emeği Buluşması  A12 Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, HAK-İŞ Uluslararası 5. Kadın Emeği Buluşması  A120 Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, HAK-İŞ Uluslararası 5. Kadın Emeği Buluşması  A12-09 Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, HAK-İŞ Uluslararası 5. Kadın Emeği Buluşması  A1298

enerji petrol medya -TÜRKİYE  - DÜNYA -  HABER -,HABERLER (9)



seers cmp badge