Emine Erdoğan ‘Tarihimize İz Bırakan Valide Sultanlar’ Programına Katıldı
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ile Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü tarafından hazırlanan ‘Tarihimize İz Bırakan Valide Sultanlar’ programına katılan Emine Erdoğan, Osmanlı’da kadınların önemli vakıf hizmetlerinde bulunduklarına dikkat çekerek, “Bu, kadın haklarının medeniyetimizde ne kadar köklü biçimde yerleşik olduğuna işarettir. Bu mirası sürdürerek, bugün de kadınlarımızın etkinliğini artırmak durumundayız” dedi.
Rixos Otel’de gerçekleştirilen ve Osmanlı Devleti’nde padişah anneleri olan valide sultanların kurduğu vakıfları konu olan programda Çevre ve Şehircilik Bakanı Fatma Güldemet Sarı da hazır bulundu. Program kapsamında düzenlenen sergide valide sultanların kurduğu vakıfların vakfiyelerini inceleyen ve yetkililerden vakfiyelerle ilgili bilgi alan Emine Erdoğan, programda davetlilere hitaben bir konuşma yaptı.
Tarihte iz bırakan valide sultanları hatırlamanın ve onların mirasını yeni nesillere tanıtmanın önemli bir girişim olduğunu belirten Emine Erdoğan, bu tarihi sorumluluğu hissederek böyle bir programın düzenlenmiş olmasından dolayı Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na ve programda emeği geçenlere teşekkür etti.
Osmanlı hanedanının kadın üyelerinin ve haremin, her zaman ilgi çekici bir konu olduğuna ve oryantalistlerin hayali tasvirler yaparak zihinlerde Osmanlı kadınlarına dair olumsuz algılar ürettiğine işaret eden Emine Erdoğan, “Nitekim eserlerine baktığımızda çoğu kez, dünya zevklerine ve iktidar hırsına müptela kadınlarla karşılaşırız. Oysa harem, Osmanlı hanedan üyeleri için daha çok bir okuldur. Kadınların hayata hazırlandıkları, hayır faaliyetlerini örgütledikleri bir eğitim yuvasıdır. Bu yuvanın başında da, valide sultanlar yer alır” diye konuştu.
“TOPLUMSAL CİNSİYET EŞİTLİĞİNİ YAYGINLAŞTIRARAK, ADİL BİR TOPLUM VAR ETMELİYİZ”
Padişah anneleri olan valide sultanların bugün daha çok bıraktıkları mimari eserlerle tanındığını; Kösem Sultan, Nurbanu Sultan, Bezmialem Valide Sultan’ın çok sayıda vakıf eserinin bugün şehirleri süslediğini belirten Emine Erdoğan, Osmanlı’ya ait 30 bin vakıf belgesi içinde, kadınların kurduğu 2309 vakfın tespit edildiğini kaydetti ve ekledi: “Eğitimden sağlığa, çeşitli alanlarda hizmet veren vakıflar, zenginler ve fakirler arasındaki gelir farkını azaltarak, toplumsal gelişmede önemli roller üstlenmiştir.”
Osmanlı’da kadınların bu kadar önemli vakıf hizmetlerinde bulunmalarının, onların mülk edinebildiklerini ve bunu özgürce tasarruf edebildiklerini gösterdiğine dikkat çeken Emine Erdoğan şunları söyledi: “Bu, kadın haklarının medeniyetimizde ne kadar köklü biçimde yerleşik olduğuna işarettir. Bu mirası sürdürerek, bugün de kadınlarımızın etkinliğini artırmak durumundayız. Toplumsal cinsiyet eşitliğini yaygınlaştırarak, adil bir toplum var etmeliyiz. Kadınlarımıza siyasetten akademiye, iş dünyasından sanata, her alanda geniş bir alan açmalıyız. 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nün önemli bir fırsat olduğunu düşünüyorum. Bu vesileyle, cinsiyet adaleti konusunda karnemizi iyileştirecek adımlar atarak, kadın ve erkeğin birlikte mamur ettiği bir gelecek hedefleyelim.”
Şeyh Edebali’nin “Geçmişini iyi bil ki geleceğe sağlam basasın. Nereden geldiğini unutma ki, nereye gideceğini unutmayasın” sözlerine atıfta bulunarak, valide sultanların vakıf kayıtlarını tozlu raflardan indirerek, bugüne taşıyan “Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na teşekkür eden Emine Erdoğan sözlerini, “Tarihin ışığında, bizi kadınlarımız konusunda yeniden düşünmeye sevk ettiniz. Umuyorum ki bu girişim, kadınlarımızın her alanda etkin olduğu bir ülke inşa etmeye vesile olur” temennisiyle tamamladı.