“Mülteci Dramları İnsanlık Trajedisinin En Acı Sembolleridir”
Şili Devlet Başkanı Michelle Bachelet ile ortak basın toplantısı düzenleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Türkiye, Suriye ve Irak’taki çatışmaların neden olduğu mülteci krizini en yakından ve ilk elden hisseden ülkedir. Türkiye 2,5 milyonu aşkın Suriyeli ve Iraklı sığınmacıya hiçbir ayrım gözetmeksizin sahip çıkmaktadır” dedi.
Açıklamasında Başkan Bachelet’e konukseverliğinden dolayı teşekkür eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, 21 yıl sonra Türkiye’den Şili’ye Cumhurbaşkanlığı seviyesinde ilk ziyaretin gerçekleştirildiğini hatırlatarak, ziyaretin bu yönüyle kendisi için ayrı bir önem taşıdığını ve son derece anlamlı olduğunu söyledi.
Ziyaretin Türkiye-Şili ilişkileri açısından farklı bir döneme rastladığını ifade belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu ziyaretimi gerek heyetim gerekse 100’ü aşkın iş adamıyla birlikte gerçekleştiriyoruz. 2016 yılı Türkiye ile Şili arasında diplomatik ilişkilerin de 90. yılını oluşturuyor. Bu bakımdan anlamlı derken bu akşam da yine kültürel etkinliklerle bu ziyaretimizi daha zengin hale getireceğiz. Tam 90 yıldır ikili ilişkilerimiz hamdolsun ciddi bir sorunla karşılaşmadan dostluk ve iş birliği çerçevesinde gelişiyor” dedi.
TÜRKİYE-ŞİLİ ARASINDAKİ 90 YILLIK DOSTLUK
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ile mevkidaşı Şili Dışişleri Bakanı Heraldo Munoz’un iki ülke arasındaki ilişkilerin tarihi belge ve fotoğraflarını içeren “Türkiye-Şili 90 Yıllık Dostluk” temalı bir sergiyi de açtıklarını dile getiren Erdoğan, bu sergiyi Santiago’da yeniden düzenlediklerini bildirdi.
Gerçekleştirdikleri baş başa ve heyetler arası görüşmelerde iki ülke arasındaki ilişkilerin tüm yönleriyle ele alındığını açıklayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Önümüzdeki dönemde ilişkilerimizi nasıl daha ileriye taşıyabileceğimizin değerlendirmesini yaptık. Ayrıca halihazırda dünya gündemini meşgul eden bölgesel ve uluslararası konuları da değerlendirme fırsatını bulduk” diye konuştu
“ŞİLİ İLE TİCARETİMİZİN HIZLI BİR ŞEKİLDE ARTACAĞINA İNANIYORUM”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, ziyaret kapsamında üç tane anlaşma ve sözleşme imzalandığına işaret ederek, bu anlaşma ve sözleşmelerin, Türkiye-Şili ilişkilerini geleceğe taşıma noktasında önemli adımlar olduğunu kaydetti.
Şili’yi siyasi ve kurumsal istikrarı ve güçlü ekonomik yapısıyla Latin Amerika’nın önde gelen ülkelerinden biri olarak gördüklerini belirten Cumhurbaşkanı şunları söyledi: “Şili bölgede serbest ticaret anlaşmamızın bulunduğu ilk ve tek ülkedir. Bu yönüyle de çok çok önemli. Anlaşmanın 2011 yılında yürürlüğe girmesiyle ticaret hacmimiz aslında iki katına çıktı. Ancak 2015 rakamları bir önceki yıla göre 90 milyon dolarlık bir düşüş yaşandığını gösteriyor. Bu ivme kaybının telafi edilmesine özel önem veriyoruz. Zira Şili ve Türkiye burada kararlı bir adım atması halinde biz süratle 1 milyar doları aşabiliriz. Bu ivme kaybının telafi edilmesine Türkiye olarak büyük önem veriyoruz. Bu durumu değiştirmek üzere alacağımız önlemler konusunda da fikir alışverişinde bulunduk.”
Şili ziyaretinde kendisine eşlik eden iş adamlarının da Şilili muhataplarıyla faydalı ve verimli görüşmeler yaptıklarını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “DEİK ile SOFOFA arasında imzalanan anlaşmayla Türkiye-Şili İş Konseyi’nin tesis edilmesindeki son adım da atılmış oldu. Bundan sonra ticaretimizin daha dengeli ve hızlı bir şekilde artacağına inanıyorum. Askeri işbirliği alanında ise Şili, bölgede ilişkilerimizin en ileri seviyede olduğu ülkedir. Özellikle savunma sanayi firmalarımız Şili Silahlı Kuvvetlerinin projelerinde yer almayı bu alanda Şili’ye katkı sunmayı istiyorlar. Nitekim bu konuda bugüne kadar önemli adımlar atıldı” açıklamalarında bulundu.
“SIĞINMACILARA ŞU ANA KADAR YAPMIŞ OLDUĞUMUZ HARCAMA 9 MİLYAR DOLARI AŞTI”
“Şili’nin, Latin Amerika ve Karayipler’e açılan stratejimizdeki kilit ülkelerden biri olduğunun altını çizerek ifade etmek istiyorum” diye konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, devamında şunları söyledi: “Açılım stratejimiz son on yıllık dönemde büyük bir ivme kazanmıştır. Stratejimizin çerçevesini, bölge ülkeleriyle ikili ilişkilerimizin en üst düzeye çıkarılması ve bölgesel örgütlerle kurumsal ilişkiler tesis edilmesi oluşturuyor. Her iki alanda da son dönemde önemli ilerlemeler kaydettik. Birkaç örnek vermek gerekirse bölgedeki diplomatik temsilcilik sayımız iki katından daha fazla artmış, bölgeyle ticaret hacmimiz ise 9 kat yükselmiştir. Bölgesel örgütlerin bir çoğuyla gözlemci üyelik, iş birliği ve siyasi danışma mekanizmaları oluşturmak suretiyle kurumsal ilişkiler tesis edilmiştir. Son olarak ziyaretimiz vesilesiyle Birleşmiş Milletler Latin Amerika ve Karayipler Komisyonu’na üyelik başvurusunda bulunduk. Bu adımların gelecek yıllarda daha da artacağına inanıyorum.”
Türkiye’nin içinde yer aldığı bölge başta olmak üzere dünyanın birçok yerinde büyük insani krizlerin yaşandığını hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Türkiye, Suriye ve Irak’taki çatışmaların neden olduğu mülteci krizini en yakından ve ilk elden hisseden ülkedir. Hemen her gün gazetelere, televizyonlara yansıyan mülteci dramları, sahile vuran masum çocuk bedenleri yaşanan bu insanlık trajedisinin en acı sembolleridir. Bu manzara karşısında ülkemiz 2,5 milyonu aşkın Suriyeli ve Iraklı sığınmacıya hiçbir ayrım gözetmeksizin ırkına, dinine, diline, mezhebine bakmadan sahip çıkmaktadır ve şu ana kadar yapmış olduğumuz harcama ise 9 milyar doları aşmış vaziyettedir” değerlendirmesinde bulundu.
“ŞİLİ İLE İLİŞKİLERİMİZ DAHA DA DERİNLEŞECEKTİR”
Açıklamasının sonunda, iki ülke ilişkilerinin her alanda derinleşerek, kuvvetleneceğine inandığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini “Şili halkının şahsıma ve heyetime göstermiş olduğu yakın ilgi ve misafirperverlikten dolayı da Sayın Başkan’ın şahsında kendilerine çok çok teşekkür ediyorum” diyerek tamamladı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Şili Devlet Başkanı Bachelet ortak bildirinin imzalandığı görüşme ve ortak basın toplantısının ardından; TİKA ile Şilili muadili AGCID arasında Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan ile Şili Dışişleri Bakanı Heraldo Munoz tarafından mutabakat muhtırası, diğer ilgililer tarafından da Hava Ulaştırma İşbirliği Zaptı ve DEİK ile SOFOFA arasında İş Konseyi Karşı Kanat Kuruluş Anlaşması imzalandı.



