15 Temmuz, Milletimizin FETÖ’ye ve Arkasındaki Güçlere En Büyük Şamarı Vurduğu Gündür

15 Temmuz, Milletimizin FETÖ’ye ve Arkasındaki Güçlere En Büyük Şamarı Vurduğu Gündür

Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan,İstanbul -Enerji ,Haber Gazetesi (7)

Esenyurt Belediyesi tarafından yapımı tamamlanan 112 eserin toplu açılış töreninde konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, 15 Temmuz’da milletin darbecilere karşı darbe indirdiğini belirterek, “Onlar bize darbe indirmeye kalktı ama milletin karşı darbesiyle tokadı yediler. Son 200 yılda tekrarlanan bir hesaplaşmanın, bu son perdesidir. Türkiye’yi kim kurtarır, Türkiye nasıl kurtulur sorularına 200 yıldır aradığımız cevabı, 15 Temmuz’da kati olarak bulduğumuzu düşünüyorum. Türkiye’yi ancak millet kurtarabilir” dedi.

Yapımı tamamlanan 112 eserin toplu açılış töreninde vatandaşlara hitap eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, eserlerin Esenyurt ilçesine hayırlı olması temennisinde bulundu.

Eserlerin yapımı dolayısıyla belediye başkanı ve ekibine, yüklenici firmalardaki mimarları, mühendisleri ve işçileri tebrik eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, Eseryurt’un, İstanbul’un en sıkıntılı ilçelerinden biriyken, yapılan yatırımlarla şehrin en seçkin bölgelerinden biri haline geldiğini söyledi.

“ESENYURT ÇOK DAHA BÜYÜK PROJELERLE GELİŞMEYE DEVAM EDECEK”

Gelecek dönemde Eseryurt’un çok daha büyük, çok daha güzel projelerle gelişmeye devam edeceğinin altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, Eseryurt’un sadece gelişmekte, güzelleşmekle kalmadığını, aynı zamanda kahramanlığıyla ve cesaretiyle de tevarüs ettiğini dile getirdi.

“15 Temmuz gecesi buradan havalimanına kadar olan 22 kilometrelik yolu yürüyerek o çağrıma farklı bir cevap verdiniz ve 29 gün meydanlarda demokrasi nöbeti tuttunuz” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Şehadete yürüyen kardeşlerimizi, gazilerimizi unutmak mümkün mü? Unutmayacağız, unutturmayacağız. Çanakkale unutulur mu? Kurtuluş Savaşı unutulur mu? İstanbul’un fethi unutulur mu? Aynen bu da öyle. Bazıları diyor ki ‘Unutturulmak isteniyor.’ Hayır, ne unutacağız ne unutturacağız.”

İstanbul’un 15 Temmuz darbe girişimine verdiği 98 şehit, 948 gazi ve sokaklara dökülen yüz binlerce, milyonlarca insanıyla en güçlü direnişi gösteren şehirlerin başında geldiğini kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Şehitler tepesini boş bırakmayan bu kutlu vazifeye talip olan tüm kardeşlerime bir kez daha teşekkür ediyorum” dedi.

“ALLAH’TAN BAŞKA HİÇBİR GÜCÜN KARŞISINDA EĞİLMEDİK”

Tören alanındaki gençlerin “Dik dur eğilme, bu millet seninle” sloganları üzerine ise Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Biz Allah’tan başka hiçbir gücün karşısında eğilmedik, eğilmeyiz. Sadece rükuda eğildik” diyerek, Arif Nihat Asya’nın “Bir Bayrak Rüzgar Bekliyor” şiirinden “Şehitler tepesi boş değil, Toprağını kahramanlar bekliyor, Ve bir bayrak dalgalanmak için, Rüzgar bekliyor” dizelerini okudu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Milletimiz 15 Temmuz gecesi bayrağını dalgalandıracak o rüzgarı bizzat kendisi estirdi. Böyle bir millete mensup olduğum için Rabbime hamd ediyorum. Ya Rab sana hamdolsun, bizi böyle bir milletle haşrediyorsun. Ya Rab, ebedi alemde de bizleri sevgili habibinin liva-ül-hamd ismiyle müsemma sancağı altında da beraber haşreyle” ifadelerini kullandı. Pek çok kişinin 15 Temmuz’u tarihin akışı içinde hak ettiği konuma hala tam olarak oturtamadığının altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Gerçekten de bazı hadiselerin önemi zamanla ortaya çıkar. Çanakkale’de gözünü kırpmadan düşmanın üzerine yürüyen askerimiz bunu tarihe geçmek için değil, inancını ve vatanını korumak gayesiyle yapıyordu. Kurtuluş Savaşı’nda ‘artık ayağa kalkamaz’ diye bakılan bir milleti ve ülkeyi yeniden ayağa şahlandıran, yeniden ayağı kaldıran yine bu inançla mücadele ediyordu. Aynı şekilde Cumhuriyet döneminde verilen mücadelelere baktığımızda bu hadiselerin her birinin milletimizin tarihinde çok önemli kırılma noktaları olduğunu görüyoruz. 15 Temmuz da ülkemizin ve milletimizin tarihinde işte böyle bir dönüm noktası, böyle bir yol ayrımıdır. Türkiye’nin geçtiğimiz 14 yılda yaşadığı büyük dönüşüm, 15 Temmuz’da hem gerçek yerine oturmuş hem de yeni bir istikamet kazanmıştır. İşte çıldırıyor Batı, niye? ‘Türkiye niçin böyle güçleniyor?’ Elhamdülillah şu an milli gelir itibarıyla Türkiye bu yarışın içerisinde ‘Ben varım’ diyor. Kişi başına milli geliriyle ‘Ben varım’ diyor. Onun için çılgına dönüyorlar. Türkiye’nin büyümesini engellemek için silah dahil her türlü yola, kan dökmek dahil her türlü yönteme başvurulabileceğini 15 Temmuz’da hep birlikte yaşayarak gördük.”

İDAM TALEBİ

Vatandaşların 15 Temmuz darbe girişiminde bulunanlara yönelik “İdam isteriz” sloganları üzerine de Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi: “Ben bu konuda düşüncemi açıkladım. Milletin idam talebine, parlamento kararını verir. Parlamento kararını verdikten sonra bana gelirse ‘Ben de bunu onaylarım’ dedim. Batı şöyle diyor, böyle diyor beni enterese etmez. Ben burada milletime bakarım, hakka bakarım. Bizi yıkmak için vurulan darbeler, hamdolsun birliğimizi, beraberliğimizi, kardeşliğimizi güçlendirdi, hala da güçlendiriyor. 1990’ların, gönüllerin ve ideallerin paramparça olduğu Türkiye’sinden bugünün yüreklerin toplu vurduğu 2023 hedefleri için sımsıkı bir araya geldiğimiz bir Türkiye… Ne diyor üstad? ‘Her şey akar, su, tarih, yıldız, insan ve fikir, Oluklar çift, birinden nur akar, birinden kir.’ Birileri bizim oluklarımızdan kir akıtmaya çalıştıkça, milletimiz inancıyla ve dirayetiyle her seferinde nur akan olukların önünü açmıştır. Elhamdülillah. İnşallah önümüzdeki dönemde bir olarak, iri olarak, diri olarak, kardeş olarak, hep birlikte Türkiye olarak çok daha büyük başarılara sahip olacağız.”

15 Temmuz’da milletin darbecilere karşı darbe indirdiğini sözlerine ekleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Onlar bize darbe indirmeye kalktılar, ama milletin karşı darbesiyle tokadı yediler. Son 200 yılda çeşitli defalar tekrarlanan bir hesaplaşmanın bu, son perdesidir. Türkiye’yi kim kurtarır, Türkiye nasıl kurtulur sorularına 200 yıldır aradığımız cevabı, 15 Temmuz’da kati olarak bulduğumuzu düşünüyorum. Türkiye’yi ancak millet kurtarabilir. Türkiye’yi ancak milletle birlikte hareket ederek kurtarabiliriz. Halbuki biz asırlardır çareyi, çözümü, ilacı hep dışarıdan ithal ürünlerle halletmeye çalıştık, o formüllerle çözmeye çalıştık. Çarenin millet olduğunu ancak 5 milyon kilometrekarelik bir devleti, 780 bin kilometrekareye düşürdükten sonra bulabildik. Bizi nasıl erittiler? Nasıl bizi yediler bitirdiler?” diye konuştu.

“DARBECİLERİN DÖKTÜKLERİ KANLAR, SADECE KENDİ VAHŞETLERİNİN VE İHANETLERİNİN ESERİDİR”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’de uzun süre tarihini unutturma, kendi değerlerine, kültürüne düşmanlık üzerine kurulu bir eğitim sisteminin dayatılmaya çalışıldığını, 15 Temmuz’la birlikte pek çok konu gibi bu hususta da setlerin yıkıldığını düşündüğünü kaydetti.

“Önümüzdeki dönemde inşallah eğitim sistemimizi ana sınıfından başlayarak, yükseköğretime ve hayat boyu öğrenme dediğimiz yaygın eğitime kadar her alanda tarihimizle, kültürümüzle, medeniyetimizle barışık bir zemine oturtacağız” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Bu değişimin önünde kimse duramaz, durmaya da gücü yetmez. Çünkü 15 Temmuz, ne kadar küllenirse küllensin ne kadar üzeri örtülmeye çalışılırsa çalışılsın, bu milletin özünde, ruhunda, kökünde var olan o asil duruşun tüm canlılığıyla yaşadığını göstermiştir. O gece milyonlarca insanı sokağa inmeye, meydanları doldurmaya, darbecilerin karşısına çıkmaya iten ne bir organizasyon vardı, ne bir mecburiyet söz konusuydu, ne bir çıkar mevzubahisti. Bir çağrı, bir çağrı. Tümüyle tabii bir insiyakla kendi iradeleriyle başka bir şekilde sağlanması mümkün olmayan bir cesaretle insanlar sokağa dökülmeye başladığında, darbe zaten başarısızlığa uğramıştı. Benim Türkan kardeşim de tanklar, zırhlı araçlar, onu köşeye sıkıştırdığında, onun bedeni paramparça olduğunda, o sadece Allah’a yürüyordu, o sadece şehadete yürüyordu. Onlar Nene Hatunların varisleriydi. Genç kardeşlerim aynı şekilde, bütün profesörlerine varıncaya kadar hepsi aynı şekilde. Sadece FaceTime ile yaptığım o çağrı, milletimizin tekbirlerle olumlu cevabı verdiği anda iş bitmişti. Minarelerden selalar okunduğu anda iş bitmişti. Darbecilerin ilerleyen saatlerde döktükleri kanlar, sadece kendi vahşetlerinin, kendi alçaklıklarının, kendi ihanetlerinin eseridir. Gölbaşı’ndaki polis özel harekat merkezinde, 56 aslan gibi polisimiz şehit oldu.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, vatandaşların “Şehitler ölmez vatan bölünmez” sloganı atması üzerine Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Allah yolunda öldürülenlere ölüler demeyiniz, onlar diridirler ama siz bilemezsiniz” ayetini okudu.

“BİZİM MİLLETİMİZİN TARİHİNDE DEVLET, SOMUT TARİFİ KOLAY KOLAY MÜMKÜN OLMAYAN BİR ÜST KAVRAYIŞTIR”

Darbecilerin, TBMM’ye, Ankara Emniyet Müdürlüğüne saldırdığını, Cumhurbaşkanlığı Külliyesinin etrafını bombaladığını hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “29 şehit var orada. Bunların hiçbir izahı yok. Aynı şekilde İstanbul’da 15 Temmuz Şehitler Köprüsü’nde, İstanbul Büyükşehir Belediyesi binasının önünde, Çengelköy Karakolu civarında, Ankara’da Genelkurmay Başkanlığı çevresinde, Emniyet Müdürlüğü önünde, Akıncı Üssü civarında sivil halkı tanklarla helikopterlerle silahlarla vurarak şehit etmenin yaralamanın başka bir izahı mümkün değildir. Çünkü o gece saat 8 gibi harekete geçen 22’ye doğru sokaklara inen darbecilerin netice alamayacakları 3-4 saat içerisinde beli olmuştu. Bekledikleri desteği elde edemeyen. Çünkü Pensilvanya’dan yardım gelmedi, Pensilvanyalı buraya ulaşmadı. Geceleri yaptıkları beddualar tutmadı, tam aksine şu topluluğun duaları onları vurdu. Bütün buna rağmen devlete teslim olmak yerine damarlarındaki kana dahi karışmış ihanet virüsüne teslim olup milletin kanını döktüler. Ben milletimle iftihar etmeyeyim de kiminle iftihar edeyim” şeklinde konuştu.

Darbe girişiminin yaşandığı gece milletin tankların önünde, altında ölümü göze aldığını anlatan Erdoğan, “Benim milletimin elinde silah var mıydı? Vardı, vardı. İmanı vardı, bayrağı vardı, onunla beraber yürüdü” dedi.

“FETÖ ihanet çetesini en çok motive eden hususların başında, devleti de, milleti de kendilerinin temsil etmeye başladığı zehabına kapılmış olmaları geliyor” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bunun için devlet kimdir, millet kimdir sorularına cevap aramamız gerekiyor. Devlet, elbette belirli hizmetleri getirmekle mükellef kurumsal bir mekanizmadır, ama bundan ibaret değildir. Bizim milletimizin tarihinde devlet somut tarifi kolay kolay mümkün olmayan bir üst kavrayıştır, bir üst değerdir. Milletimizin dağdaki çobanından üniversitedeki profesörüne kadar her bir ferdi kendini tabii olarak devletinin sahibi görür. Böyle olduğu için de insanımız devletinin varlığı tehlikeye düştüğünde kimseden emir beklemeden, talimat beklemeden harekete geçer. Açık konuşmak lazım, Çanakkale’de, Kurtuluş Savaşı’nda cepheye koşan askerler devletin zorlamasıyla topladığı gençler değildi. Çünkü o dönemin devletinin böylesine bir operasyon için ne kaynağı, ne mecali vardı. Milletin evlatları devletlerinde sembolleştirdikleri inançları, vatanları, namusları, bayrakları, gelecekleri için gönüllü olarak cepheye koştular. 15 Temmuz gecesi de, milletimiz aynı duygularla sokakları doldurdu. Demek ki devlet bir örgütün kurumlara sızdırıp belirli kademeleri işgal ettirdiği kişilerin ihanetlerini icra edebilecekleri bir yer değildir. Dilimizde ikbalden mutluluğa, nimetten kudrete, büyüklükten servete kadar pek çok anlamı olan devletin gerçek sahibinin millet olduğu 15 Temmuz’da tescil edildi” diye konuştu.

“MİLLETİMİZ, İHANETİ FARK ETTİĞİNDE OSMANLI TOKADINI ESİRGEMEYEN BİR MİLLETTİR”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Peki, millet kimdir? Türkçede milletin ümmetten kavime ve herhangi bir topluluğa kadar geniş bir anlamı vardır. FETÖ’nün uzun yıllar boyunca milletimizin eğitim hassasiyetini, hayır-hasenat, dini-manevi değerlere saygı hasletlerini istismar ederek bir ur gibi topluma yayıldığını görüyoruz. Nasıl tanımlıyorduk? Tabanı ibadet, ortası ticaret, tavanı ihanet; bunlar bu. Milletimizin İslam’a ve insanlara yaptıklarını düşündükleri hizmete hürmeten şahıslarına yönelttiği itibarı yanlış yorumlayan FETÖ’cüler zamanla kerameti kendilerinde görmeye başladılar. Tıpkı kamu kurumlarındaki mensuplarının devlet biziz demeye başlamaları gibi. Bu sapkın yapı bir bütün olarak da millet biziz deme noktasına geldi. Hâlbuki 17-25 Aralık’tan beri bunlara kendileriyle arasındaki mesafeyi her vesileyle göstermiştir. Çünkü bizim milletimiz hayırlı gördüğü her işi destekleyen, bu işleri yapanları el üstünde tutan, ama ihaneti fark ettiğinde de en sağlamından Osmanlı tokadını esirgemeyen bir millettir. 15 Temmuz, milletimizin FETÖ’ye ve arkasındaki güçlere en büyük şamarı vurduğu gündür. O gece oynanan oyunu gören milyonlar millet ve devlet olmalarının sembolü gördükleri bayraklarıyla birlikte şehadete koşarken merhum Arif Nihat Asya’nın dizeleriyle şu şekilde haykırmışlardır: ‘Ey şimdi süzgün, rüzgârlarda dalgalı, Barışın güvercini, savaşın kartalı, Yüksek yerlerde açan çiçeğim, Senin altında doğdum, senin altında öleceğim. Tarihim, şerefim, şiirim, her şeyim, Yeryüzünde yer beğen, nereye dikilmek istersen, Söyle, seni oraya dikeyim.’ Evet, bizim bayrağımız bu, bu bayrak başka, evvel Allah düşmeyecek. Bugün de, gelecekte de 15 Temmuz’u en iyi gençlerimizin anladığına ve anlatacağına inanıyorum” dedi.

“DAVANIZA, MAĞDURLARA, MAZLUMLARA SAHİP ÇIKACAKSINIZ”

“Hepimiz faniyiz, kimse gururlanmasın, kimse kibirlenmesin. Vakit geliyor, ne zaman nerede ne olacak belli olmaz. Ne bir an ileri, ne bir an geri” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti: “Emaneti sahibine teslim edecek miyiz? ‘Kullu nefsin zâikatul mevti summe ileynâ turceûn’ Her nefis ölümü tadıcıdır. Ve sonunda ne yapacağız, Allah’a döneceğiz. Bir gün biz de hayata veda edeceğiz. Geride böylesine inançlı, heyecanlı, donanımlı, kararlı gençler bırakmış olmak şahsen en büyük iftihar kaynağım olacaktır. Türkiye’nin bir daha 15 Temmuz gibi felaketlere uğramaması için en büyük görev siz gençlerimize düşüyor. İki şeye aynı anda sahip çıkmak mecburiyetindesiniz. Birincisi; inancınıza, tarihinize, medeniyetinize, kültürüne sahip çıkacaksınız. Bunu yapmazsanız, küresel kargaşa içinde kaybolur gidersiniz. İkincisi; ülkenize, milletinize, davanıza, mağdurlara, mazlumlara sahip çıkacaksınız. Bunu yapmadığınızda da varlığınızın bir anlamı kalmaz.”

Alanda bulunan gençlerin, “Başkan, üzülme, imam hatip seninle” sloganları üzerine Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Sağ olun, ben de sizinle beraberim “dedi.

Tek millet, tek devlet, tek bayrak, tek vatan sözlerini anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nden başka devletimiz var mı? Öyle yok şurada şu olacakmış, burada bu olacakmış, kim ayağa böyle kalkar da bir şey yapmaya yönelirse işte bak Güneydoğu’da, Doğu’da, Tendürek’te neler oluyor, Besler Deresinde neler oluyor görüyorsunuz. Ha şehitlerimiz var, doğru. Ama bileceğiz ki bu tarla değil vatan vatan. Tarlanın vatan olması, uğrunda şehitler olmasıyla bakidir” diye konuştu.

FIRAT KALKANI HAREKATI

Fırat Kalkanı Harekatı’na ilişkin açıklamalarda da bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “El Bab’a girdiler, Özgür Suriye Ordusu, arkasında komandolarımız. Evvel Allah, durmak yok, yola devam. Biz işgalci değiliz, ama işgalcilerin karşısındayız. Türkiye olarak son 3-4 yıldır öyle olaylar yaşıyor, öyle gelişmelere şahit oluyoruz ki inanın diğer ülkeler bizi hem büyük bir gıptayla, hem de şaşkınlıkla izliyor. Ama evvel Allah son yarım asrını bizzat yaşamış, tarihini de gayet yakından bilen bizler için karşımızdaki fotoğraf çok açık. Ne zaman kendimizi toparlamaya, yeni hedefler belirleyip o doğrultuda yürümeye kalkıştıysak aynı şey oldu. Kimi zaman dışarıdan, kimi zaman içeriden yapılan saldırılar sebebiyle dikkatimizi, enerjimizi, imkânlarımızı sürekli savunmaya hasretmek zorunda kaldık. Bu defa da aynı oyun. Tutmayacak” ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Yeni Anayasanın çalışmaları var, bugün yanılmıyorsam Hükümet yeni Anayasayla ilgili hazırlıkları Parlamentoya sunacaklardı. Temennim odur ki Parlamentodan bu şöyle başarılı bir referandum oylamasıyla 330’u aşacak şekilde geçer ve ondan sonra da Parlamento bunu milletimize taşıyacak, milletimize gelir. Bütün bunlara hazır mısınız? Hazır mısınız bunlara? İnşallah Parlamentomuz da buna hazır olduğunu sizlere getirmek suretiyle ortaya koyar. Milletimiz için hayrolsun, ülkemiz için hayrolsun. İnşallah yeni bir dönemin başlangıcı olsun.”

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, konuşmasının ardından Esenyurt Belediyesince yapımı gerçekleştirilen 112 eserin toplu açılışını gerçekleştirdi.

Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan,İstanbul -Enerji ,Haber Gazetesi (6)Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan,İstanbul -Enerji ,Haber Gazetesi (7)
Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan,İstanbul -Enerji ,Haber Gazetesi (2) Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan,İstanbul -Enerji ,Haber Gazetesi (3) Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan,İstanbul -Enerji ,Haber Gazetesi (4) Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan,İstanbul -Enerji ,Haber Gazetesi (5)



seers cmp badge