TOKİ’den en kapsamlı kentsel dönüşüm hareketi “54 il, 240 bin konut”
TOKİ Başkanı Ergün Turan, Afetlere karşı riskli, yapı ömrünü tamamlamış konut stoğunun, Türkiye’nin en önemli sorunları arasında yer aldığını söyledi.
Başbakanlık Toplu Konut İdaresi (TOKİ), Türkiye’nin farklı bölgelerinde yerel yönetimlerle işbirliği içinde yürüttüğü 129 Kentsel Dönüşüm projesiyle şehirleri riskli yapı ve çevreden arındırarak, konut sahiplerini güvenli yapılara, günün ihtiyaçlarına yanıt veren çağdaş yaşam alanlarına taşıyor.
Bugün 38 bin olarak tespit edilen söz konusu riskli yapıların, içinde yaşayanların can ve mal güvenliğini tehdit etmenin yanı sıra şehirlerin sağlıklı gelişimini ve sürdürülebilirliğini engellediğini de vurgulayan Turan, “Bu temel sorunun çözümüne dönük Türkiye’nin en büyük kentsel dönüşüm hareketini yürüten TOKİ, 54 şehirde yapı ömrünü tamamlamış binaları, çarpık kentleşme ve gecekondulaşma sorunu yaşayan, depremsellik açısından büyük risk taşıyan alanları yeniliyor. TOKİ’nin konut üretimlerinin yüzde 15’ini oluşturan kentsel dönüşüm çalışmalarının payı, 129 projeyle yüzde 40’a yükseliyor” diye konuştu.
– “Dönüşüm sadece fiziksel bir iyileştirme değildir”
TOKİ Başkanı Turan, TOKİ’nin kentsel dönüşüme sadece fiziksel bir iyileştirme, “sağlam bina yapmak” şeklinde bakmadığını, sosyal, kültürel ve fiziki dönüşümü, bütünleşik temel unsurlar olarak ele aldıklarını belirtti.Turan, “Yapılan üretimlerin, sosyal dokuya uyumluluğunu, tarihi ve kültürel geçmişi güçlü alanlarda kimliği zedelememesini, fiziki olarak güvenli ve mekansal açıdan sürdürülebilir olmasını önemsiyoruz” dedi.
Turan, çalışmaların kritik başarı faktörlerinden olan sosyolojik boyutunu açıkladı.”Riskli ve rehabilitasyona ihtiyaç duyulan bölgelerde mevcut hak sahipleri genellikle az katlı konut alanlarında yaşıyor. Önemli bölümü, sosyolojik açıdan ‘dezavantajlı’ olarak tanımlanan toplum katmanından oluşuyor. Sosyal yaşam alanlarının kısıtlılığına rağmen komşuluk ilişkileri güçlü. Bu nedenle projeleri geliştirirken, halkın günlük yaşamına ait sosyo-kültürel kabullerini, alışkanlıklarını doğru irdelemek gerekiyor. Bu değer ve kabullerini, sosyal ve kültürel farkları bir toplumsal zenginlik olarak görüp kentsel tasarım ve mimari projelerle harmanlayarak hak sahiplerine sunma yaklaşımını benimsiyoruz. Zira projelerin sosyal yönü üzerinde tüm paydaşların kapsamlı düşünerek ortak akla ulaşması, STK’ların katkı sağlaması, dönüşümün çok yönlü başarısını artırıyor.”
– “Kar etmiyoruz, aksine sübvanse ediyor, destek veriyoruz”
TOKİ’nin 129 projeyle 55 milyon metrekare alan üzerinde Türkiye’nin en kapsamlı kentsel dönüşüm hareketini yürüten kuruluş olduğunu belirten Turan, idarenin en önemli farkının bir devlet kurumu olarak kar amacı gütmeden, vatandaşları finansal olarak destekleyerek projeleri hayata geçirmesi olduğunu vurguladı.Kar kaygısı bulunmadığı için projelerin devlet eliyle yapılmasının mağduriyetleri gidereceğine dikkati çeken Turan, şöyle devam etti:
“TOKİ olarak Türkiye genelinde 55 milyon metrekarelik büyük bir alan üzerinde deprem riskinden kent estetiğine çok boyutlu bir kentsel dönüşüm hareketi yürütüyoruz. Sektör paydaşlarımızdan en önemli farkımız kamu yararı prensibiyle kar amacı gütmeden milletimize güvenli konutlar üretmek. Kentsel dönüşümde, gecekondu dönüşüm alanlarında toplumsal sorumluluk anlayışıyla çalışıyoruz. Hak sahibi olarak kabul edilen vatandaşların mağdur olmaması için büyük özen gösteriyoruz. Kar etmiyoruz, aksine kira yardımı gibi kolaylaştırıcı çözümlerle vatandaşlarımızı destekliyoruz, süreci sübvanse ediyoruz. Vatandaşlarımıza uygun koşullarda konut imkanı sunuyoruz.”
“Dönüşüm şehre yük değil, değer katmalı”
İnsanların sosyal hayata katılmalarının, toplumsal huzur ve dayanışma açısından önemli olduğu bilinciyle çalıştıklarına değinen Turan, yenilenen alanların, sürdürülebilir sosyal ve kültürel çevrelere dönüşmekte olduğunu belirtti.TOKİ Başkanı Turan, “Sadece binalar yıkıp yerlerine yenilerini inşa etmiyoruz. Çevre düzenlemeleri, donatı alanlarıyla sosyal ihtiyaçlara da yanıt veriyoruz. 0-5 yaş okul öncesi çocuk grubundan üniversite gençliğine, kadınlardan erkeklere, tüm nüfus profillerine dönük ihtiyaç ve beklentileri düşünerek yerleşimleri yeniliyoruz” ifadesini kullandı.
Kentsel dönüşümle, bölgelerin yaşam kalitesinin yükseltilmesini önemsediklerini belirten Turan, “Dönüşüm şehirlere yük getirmemeli aksine şehre değer katan projeler olmalı. Kentsel dönüşüm kapsamında 55 milyon metrekare alanda projelendirilen yaklaşık 240 bin konut ile 1 milyon vatandaşımız güvenli yapılara kavuşuyor” diye konuştu.Deprem riski, nüfus artışı ve hızlı kentleşmenin ülkemizin üzerinde önemli bir baskı yarattığını, nüfusun yaklaşık yarısının 10 büyük şehirde yaşadığını ve 38 bin riskli bina bulunduğunu söyleyen Turan, böylesine büyük bir yenilenme sürecinin 30 yıl boyunca Türkiye’nin en önemli gündem maddelerinden olacağını bildirdi.
Bakanlar Kurulu kararlarıyla kentsel dönüşüm uygulanacak yaklaşık 82 milyon metrekare (8 bin 171 hektar) alanın, 55 milyon metrekaresinin TOKİ tarafından projelendirildiğine işaret eden Turan, söz konusu sayısal gerçekliğin doğru ve hızlı çözümlerle yönetilebilmesinin zihinsel olarak da bir dönüşümü zorunlu kıldığını ifade etti.”Kentsel dönüşüm aynı zamanda bir zihinsel dönüşümdür. İnsanların karşılıklı adım atmasıyla ilerlenebilecek bir çalışmadır. Sürecin başarılı olabilmesi için başta ev sahipleri olmak üzere, tüm paydaşların bu işin önündeki engelleyici yaklaşımlardan uzak durması gerekiyor. Başta deprem olmak üzere barındırdığı risk ve tehlikeler karşısında dönüşüm gereklilik değil, zorunluluktur.”
-“Zenginleşmek için değil güvenli ve sağlıklı şehirler için”Kentsel dönüşüm projelerini sosyal devletin bir yükümlülüğü olarak gördüklerini belirten Turan, özel sektörün, kamunun ve hak sahiplerinin, dönüşümleri bir fırsat ve zenginleşme aracı değil, geleceği garanti altına alan, çocukların daha sağlıklı şehirlerde yaşatma çabası olarak görmeleri gerektiğine dikkati çekti.
Turan, “TOKİ’nin yeni üretim disiplinleri mutlak kalite prensibi, yerel mimari yapılanma, semt kültürünün gelişimine zemin hazırlayan mahalle konsepti ve şehirlerin yöresel unsurlarından esinlenilen yerel mimari çizgiler, kentsel dönüşüm projelerinde de uygulanıyor” ifadesini kullandı.”Hiçbir şehirde en yüksek yapı TOKİ binaları olmayacak” açıklamasıyla yeni vizyonu uygulamaya koyan Turan, mimar, mühendis ve şehir plancılarıyla şekillendirilen projelerin, “insan ve şehir” ilişkisinde insandan yana pozitif tercihlerle şekillendirildiğini bildirdi.
Turan, birçok ilde bu yaklaşımı yansıtan önemli projeler başlatıldığının bilgisini verdi. Turan, ilk üretimlerin Mardin, Diyarbakır, Nevşehir, Kars, Muş, Malatya, Şanlıurfa, Kocaeli, İstanbul, Gaziantep, Konya, Manisa’da gerçekleştirildiğine işaret etti.”Kente yüklenmiş maliyetler görüyoruz, kentsel sıkıntılar var; trafik, altyapı, görsel kirlilik, donatı alanları eksik çevreler oluşmuş. Ancak doğru bir şehir modellemesi şehirlere yük getirmiyor. Anadolu’da bir şehrin merkez nüfusunu artırdığınızda, kapasitesine bağlı olarak bunu rahatlıkla taşıyabiliyor ama büyükşehirlerde bu mümkün değil. Büyükşehirde merkez nüfusu artırdığınız hiçbir kentsel dönüşüm sağlıklı sonuç vermez. Kısmen yeni alanlara desantralizasyon (yerelleştirme) gerekiyor. Tüm çalışmalarda şehrin ve gelecek nesillerin hukukunu gözetmek zorundayız. Şehir estetiğimizi yeniden oluşturmalıyız.”