İnsani diplomasiyi dış politikamızın merkezine yerleştirdik
Cumhurbaşkanı Erdoğan, TİKA yönetici ve ülke koordinatörlerini kabulünde yaptığı konuşmada, Türkiye’nin en sıkıntılı zamanlarında dahi kalkınma yardımlarını artırdığına dikkat çekerek, “Ülkemizin kalkınma yardımları konusunda gösterdiği samimi duruş, uluslararası kuruluşların ilgisini de üzerine çekmiştir. Herkes yardım adı altında siyasi ve ticari çıkarları için zemin oluştururken biz, 47 en az gelişmiş ülkeye özel olarak yöneldik” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı Başkanlığı’nın (TİKA) yönetici ve ülke koordinatörlerini Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde kabul etti.
Kabulde TİKA mensuplarına hitaben bir konuşma yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan, 58 farklı ülkedeki 60 koordinatörün ve yerel temsilcilerin katılımıyla gerçekleştirilen TİKA 2018 Yılı Koordinatörler Toplantısı’nın, Türkiye ve görev yapılan ülkeler için hayırlı olması temennisinde bulundu.
“MAZLUM VE MAĞDURLARA EL UZATAN ÇALIŞMALARA ÖZEL ÖNEM VERİYORUZ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan İstanbul’daki Topkapı Sarayı’nın Bab-ı Hümayun kapısının sol tarafında, Osmanlıca “Tüm mazlumların sığınağı” yazdığını ifade ederek “Biz de, ecdadımızdan aldığımız bu mirasa layık olabilmek için, TİKA başta olmak üzere, mazlumlara, mağdurlara, kimsesizlere, gariplere el uzatan kurumlarımızın çalışmalarına özel önem verdik, veriyoruz” dedi.
Geçen 15 yılda her alanda gerçekleştirdikleri atılımlarla Türkiye’yi yardım alan bir ülke konumundan, dünyanın en çok kalkınma yardımı yapan ülkesi hâline getirdiklerini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin, 2016 yılında 6 milyar dolarlık insani kalkınma yardımıyla, Amerika’nın hemen ardından ikinci sırada olduğunu, bu yardımın millî gelire oranı bakımından ise binde 75 ile açık ara ilk sırada yer aldığını kaydetti.
Tarih boyunca devlet ve millet olarak elimizdeki imkânları paylaşma konusunda daima cömert davranıldığını ve bu yardımlar vesilesiyle ecdadın emanetine sahip çıkıldığını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, dünyadaki pek çok sorunun, krizin ve çatışmanın kaynağında gelir dağılımındaki adaletsizliğin yattığını söyledi.
Dünyanın bu çarpıklığın yükünü kaldıramayacağını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Onun için biz imkânlarımızın el verdiği, elimizin uzandığı, gönlümüzün alabildiği kadar insana ulaşmaya, yardımcı olmaya gayret ediyoruz” değerlendirmesinde bulundu.
“PETROL ZENGİNİ MÜSLÜMAN ÜLKELER SALT ZEKÂTLARINI VERSE DÜNYADA FAKİR KALMAZ”
İnsanların gerçekten yardıma ihtiyaç duyduğu nice yerlerde Batılı ülkelerin kayda değer bir desteğinin olmadığını, hiçbir faaliyetlerine rastlanmadığını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, ekonomik güçleri itibarıyla Türkiye’nin katbekat önünde olan bu ülkelerin, şayet gerçekten isteseler dünyadaki açlığın ve yoksulluğun önüne geçebileceklerine dikkat çekti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan sözlerine şöyle devam etti: “Ben daha da ileri gidiyorum, özellikle petrol zengini Müslüman ülkelere sesleniyorum; Müslüman ülkeler salt zekâtlarını tespit edip bu fakir, garip ülkelere verseler dünyada her hâlde fakir kalmaz. Bu yapılıyor mu? Hayır, yapılmıyor. Sadece çıkan petrolün zekâtını verseler o fakir fukara, garip gureba ülkeler ihya olur.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Batının ortalığı karıştırmak, terör örgütlerini kışkırtmak, insanları birbirine kırdırmak için harcadığı parayla, dünyanın kalanını asgari refah seviyesine ulaştırmanın mümkün olduğuna işaret ederek, “Silahlanmaya harcanan paralar, fazla ileriye gitmeye gerek yok sadece Orta Doğu’da yapılanlar, sadece savaş için harcamalar dünyadaki fakirleri ihya eder” şeklinde konuştu.
“TİKA, YILDA 2 BİN PROJEYLE YOLUNA DEVAM EDİYOR”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Suriye’de taş üstünde taş bırakmamaya adeta yemin etmiş örgütlerin ve güçlerin karşısına, Suriye’nin yeniden ihyası, inşası ve yükselişini sağlayarak çıkmakta kararlı olduklarını, bölgeyi harap etmeye niyet edenlere rağmen atalarımızdan intikal eden terbiye gereği bu şekilde hareket etmeyi sürdüreceklerinin altını çizdi.
Sadece Suriye konusunda değil, bugüne kadar 170 ülkeye ulaşmış olan kalkınma yardımlarıyla Müslüman olan-olmayan bütün mağdur ülkelere yardım elinin uzatıldığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “TİKA, ilk olarak Orta Asya’da bağımsızlığını kazanmış 5 Türk Cumhuriyetine yönelik kalkınma yardımları için kurulmuştu. Biz, bu ufku çok dar bulduk ve TİKA’nın faaliyet alanını Balkanlardan Orta Doğu’ya, Afrika’dan Latin Amerika’ya, Güney Asya’dan Pasifik’e kadar genişlettik. Bizden önceki 10 yılda toplam 2 bin 500 proje hayata geçiren TİKA, bugün yılda 2 bin projeyle yoluna devam ediyor. Gerektiğinde elbette balık da verilen, ama asıl olarak balık tutması öğretilen bir anlayışla projeler geliştiriliyor.”
Faaliyet gösterilen ülkenin beşeri ve tabii kaynakları dikkate alınarak, buna en uygun altyapının kurulmasına çalışıldığını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “TİKA projelerinin yaklaşık yüzde 80’inin istihdama, eğitime, sağlığa, kadınlara, çocuklara, iletişime, yani sosyal altyapının geliştirilmesine yönelik olmasının sebebi işte budur” dedi.
TÜRK TİPİ KALKINMA YARDIMI MODELİ
Somali örneğinde olduğu gibi, bu ülkedeki faaliyetlerle dünyada kalkınma yardımları konusunda yepyeni bir model ortaya koyduklarını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2011 yılında çok büyük bir kuraklık yaşayan Somali’nin yardım çağrısına kulak vererek kendilerinin her alanda neler yapılabileceğini tespit etmek üzere eşi ve kızıyla birlikte Somali’ye gittiklerini hatırlattı.
Devlet ve milletle ele ele verip, eğitimden sağlığa, tarımdan ulaştırmaya, güvenlikten idari yapıya kadar ülkeyi baştan sona ayağa kaldıracak çalışmalara başladıklarını kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan “Biz Somali’de yaptığımız işlere, Türk Tipi Kalkınma Yardımı Modeli diyoruz” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan diğer ülkeler herhangi bir siyasi, sosyal veya ekonomik sorunla karşılaşınca ilk iş kalkınma yardımlarını kısarken, Türkiye’nin, tam tersine en sıkıntılı zamanlarında dahi kalkınma yardımlarını artırmaya devam ettiğini vurguladı.
“Muhataplarımızı hiçbir şekilde incitmeden, istismar ve istiskal etmeden, tamamen eşit ortaklık anlayışıyla iş birliği yolları aradık, arıyoruz” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, insani diplomasiyi dış politikanın merkezine yerleştirdiklerini kaydetti.
“GÖNÜLLERDE YER ETMENİN YOLUNA BAKACAĞIZ”
Ev sahipliği yapılan zirvelerin bunun en açık ifadesi olduğuna dikkat çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan “2016 yılındaki Dünya İnsani Zirvesi, 2011 ve 2016 yıllarındaki En Az Gelişmiş Ülkeler Konferansı, İslam İşbirliği Teşkilatı 13’üncü Zirvesi, Uluslararası Somali Konferansı ve az gelişmiş ülkelerin sorunlarını özellikle gündemine aldığımız G-20 Zirvesi bu toplantılar arasındadır. Ülkemizin kalkınma yardımları konusunda gösterdiği samimi duruş, uluslararası kuruluşların ilgisini de üzerimize çekmiştir” dedi.
Herkesin yardım adı altında siyasi ve ticari çıkarları için zemin oluşturduğu bir ortamda kendilerinin 47 en az gelişmiş ülkeye özel olarak yöneldiklerini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, yapılan zirvelerde çoğu ülke taahhüdünü yerine getirmezken, kendilerinin 2008-2015 yılları arasında bu ülkelere 2 milyar doların üzerinde yardım yaparak, taahhütlerinin de ötesine geçtiklerini vurguladı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan sözlerini şöyle tamamladı: “Varsın ötekiler çıkar için, petrol için, maden için, altın için, toprak için, ucuz işgücü için çevirmedik fırıldak bırakmasın… Biz asla bu tür riyakârlıklara tevessül etmeyeceğiz. Her ne yapıyorsak gönülden yapacak, gönüllerde yer etmenin yoluna bakacağız. Allah için yapacağız. TİKA koordinatörlerimizin her birini, Türkiye’nin yumuşak güç politikasının birer uç beyi, birer akıncısı olarak görüyorum. Mahalli personel olarak kadronuzda bulunan arkadaşlarımızı da, bu kutlu davadaki gönüldaşlarımız, yoldaşlarımız olarak kabul ediyorum. Rabbim yar ve yardımcınız olsun.”