Türkiye ve AB uzun süreli stratejik ortaktır
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Varna’da gerçekleştirilen Türkiye-Avrupa Birliği Zirvesi sonrasında düzenlenen ortak basın toplantısında, “Küresel bir güç olma iddiasındaki Avrupa’nın Türkiye’yi genişleme politikalarının dışına itmesi vahim bir hata olacaktır. Türkiye bölgede kilit aktör, jeostratejik öneme haiz bir müttefik, genç nüfusa sahip dinamik bir ülkedir” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye-AB Zirvesi nedeniyle bulunduğu Bulgaristan’ın Varna şehrinde, Avrupa Birliği (AB) Konseyi Başkanı Donald Tusk, AB Komisyonu Başkanı Jean-Claude Juncker ve Bulgaristan Başbakanı Boyko Borisov ile çalışma yemeğinde bir araya geldi.
Euxinograd Sarayı’nda gerçekleşen çalışma yemeği öncesinde Cumhurbaşkanı Erdoğan, Tusk, Juncker ve Borisov’un katılımıyla aile fotoğrafı çektirildi.
Çalışma yemeğinin ardından, düzenlenen ortak basın toplantısında açıklamalarda bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye-Avrupa Birliği Zirvesi nedeniyle Varna’da bulunmaktan memnuniyet duyduğunu belirtti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Bulgaristan Başbakanı Borisov’a zirveye ev sahipliği yaptığı ve misafirperverliği için teşekkür ederek, Başbakan Borisov ile zirve öncesinde çok verimli bir ikili görüşme gerçekleştirdiklerini bildirdi.
“TÜRKİYE-AB İLİŞKİLERİNDE ZORLU BİR DÖNEMİ GERİDE BIRAKMIŞ OLMAYI UMUYORUZ”
Uzunca bir sürenin ardından, Varna’da AB Kurum liderleriyle tekrar bir araya gelerek, hangi konularda daha çok çalışmaları gerektiğini; birtakım tıkanıklıkların nasıl aşılabileceğini tartıştıklarını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye-AB ilişkilerinde zorlu bir dönemi geride bırakmış olmayı umduklarını söyledi.
1963’ten 2018 yılına kadar Türkiye’nin AB’ye aday ülke olmanın dışında gelebildiği bir noktanın bulunmadığını, bu müspet adımın bir an önce atılması üzerinde durduklarını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “AB’yle önceki görüşmelerimizde ortak meselelerimizin çözümüne yönelik atılacak adımları tespit etmiş ve karşılıklı taahhütlerde bulunmuştuk. Türkiye’nin başta düzensiz göçle mücadele olmak üzere sorumluluklarını fazlasıyla yerine getirdiği herkesin malumudur. Şu an itibariyle Suriye’den üç buçuk milyon göçmen ülkemizde. Buna Irak’ı da ilave ettiğimiz zaman bu rakam dört milyona ulaşmaktadır. Öte yandan geçen sürede bazı taahhütler olmuştur. Bunlardan ilki 3 milyar avroluk bir taahhüttü, bunun şu an itibarıyla 1 milyar 850 milyon avrosu bizim ilgili birimlerimize aktarılmış durumdadır.”
“İNSANİ KRİZLERDE BÜROKRATİK HANTALLIĞA TAHAMMÜL YOKTUR”
İkinci taksit olan üç milyar avronun ulaştırılmasını da temenni ettiğini ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ülkemizdeki Suriyeliler için bu adım çok daha rahatlatıcı olacaktır. Avrupa Birliği’nin bu ilgisi gerek oradaki mültecileri rahatlatacağı gibi, bizim de çalışmalarımızı hızlandıracaktır. Bir diğer konu, acil ihtiyaçlar biliyorsunuz beklemez. İnsani krizlerde bürokratik hantallığa tahammül yoktur” şeklinde konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin üzerine düşeni yaptığı ve AB’li muhataplarından geri dönüş beklediği bir diğer konunun vize serbestisi olduğuna dikkat çekerek, bununla ilgili çalışma kâğıdının Şubat ayı başında AB Komisyonu’na sunulduğunu ve AB tarafına çalışmalarını bir an önce tamamlaması gerektiğini söylediklerini kaydetti.
“GÜMRÜK BİRLİĞİ’NİN GÜNCELLENMESİ KONUSUNDAKİ BEKLENTİMİZİ DİLE GETİRDİK”
Bunun siyasi bir mesele hâline getirilmemesi, vatandaşlarımızın AB’ye olan güvenlerini sarsacak bir hâl almaması gerektiğine vurgu yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Gümrük Birliği’nin güncellenmesi çalışmalarına başlanması konusundaki beklentimizi dile getirdik. Bu tür teknik konuları siyasetin meselesi hâline getirmemeliyiz. Her iki tarafın da faydasına olan başlıklarda süratle mesafe almalıyız” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bir diğer mesele olarak serbest ticaret anlaşmaları ile ilgili sorunları dile getirdiklerini; kara yolu taşımacılığı konusunda yaşanan sıkıntıları özellikle vurguladıklarını söyleyerek, AB’den bu alandaki sıkıntıların çözümüne katkıda bulunmasını beklediklerini ifade etti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerinin devamında terör meselesinin ülkemiz için son derece önemli bir başka konu olduğunu vurgulayarak, Türkiye’nin hâlihazırda birçok terör örgütünün hedefinde olduğunu dile getirdi.
“TERÖRE KARŞI OPERASYONLARIMIZ AVRUPA’NIN GÜVENLİĞİNE DE KATKI SAĞLAMAKTADIR”
Cumhurbaşkanı Erdoğan sözlerini şöyle sürdürdü: “DEAŞ, PKK, PYD, YPG gibi terör örgütleriyle içeride ve dışarıda mücadelemizi sürdürüyoruz. Geçen yıl Fırat Kalkanı Harekâtında üç bin DEAŞ’lıyı imha etmiştik. Bu sene de Zeytin Dalı Operasyonu’yla 3 bin 800’e yakın YPG’li teröristi etkisiz hâle getirdik. Teröre karşı operasyonlarımız sadece kendimizin ve Suriyelilerin güvenliğine değil, Avrupa’nın da güvenliğine katkı sağlamaktadır. Biz artık terörle mücadele gibi hassas konularda afaki ve haksız eleştiriler değil, güçlü destek bekliyoruz. Türkiye, insan haklarına, temel hak ve özgürlüklere saygılı, demokratik bir hukuk devletidir. Bunu halkımız bütün dünyaya 15 Temmuz gecesi demokrasi için canları pahasına sokaklara dökülerek zaten göstermiştir. Teröre karşı aldığımız tedbirler ve operasyonlar gerekli olduğu müddetçe devam edecek, tehditler bertaraf edildiği zaman sona erdirilecektir.”
“AVRUPA’NIN TÜRKİYE’Yİ GENİŞLEME POLİTİKALARININ DIŞINA İTMESİ VAHİM BİR HATA OLACAKTIR”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye ve AB’nin uzun süreli stratejik ortaklar olduğunu belirterek küresel bir güç olma iddiasındaki Avrupa’nın, Türkiye’yi genişleme politikalarının dışına itmesinin vahim bir hata olacağına dikkat çekti. Türkiye’nin bölgede kilit aktör, jeostratejik önemi haiz bir müttefik, genç nüfusa sahip dinamik bir ülke olduğuna işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, Avrupa’yla tarihî, kültürel ve insani bağlara ilave olarak; ekonomi, enerji, ulaştırma ve göçle mücadele gibi kritik başlıklarda ortak çıkarlarımızın olduğuna dikkat çekti.
“Geçmişte yapılan bir hatanın esiri durumundaki AB’nin adil bir tutum takınmadığı müddetçe Kıbrıs meselesinin çözümünde herhangi bir katkısı maalesef olamayacaktır” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, AB’nin bazı üyelerinin meşru olmayan münferit tasarruflarına dayanışma kisvesi altında destek verilmesinin doğru olmadığını belirtti.
AB’ye hakkaniyet esasına göre hareket etmesi çağrısında bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Kıbrıs meselesinin seyrinden bağımsız olarak, adanın etrafındaki doğal kaynaklara dair karar alma mekanizmalarına Kıbrıslı Türklerin eşit olarak dâhil edilmesi sağlanmalıdır” dedi.
“GÜÇLÜ, MÜREFFEH VE İSTİKRAR ABİDESİ AVRUPA’YI HEP BİRLİKTE İNŞA EDELİM”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bahsettiği konulardaki görüş ve beklentilerini AB tarafına yazılı olarak ilettiklerini kaydederek AB’nin bu kâğıdı kendi içinde değerlendirmesini ve ardından konuların takibi için teknik düzeyde ortak bir çalışma yapılmasını beklediklerini ifade etti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan açıklamasını şöyle tamamladı: “Geçtiğimiz dönemdeki olumsuzluklara rağmen, biz Türkiye olarak diyalog kanallarını hep açık tutmaktan yana olduk. AB’yle aramızdaki güvenin yeniden tesisinin ilk adımını bugün burada hep beraber atmış olduğumuzu umuyorum. Ancak, bu adımı ‘attık’ demek yeterli değil; somut olarak atmak gerekiyor. Ben Varna’dan AB ülkelerine bir kez de seslenmek istiyorum. Gelin, ortak coğrafyamız olan Balkanlar’da istikrar ve refahın sağlanması yönünde birlikte çalışalım. Gelin, Suriye, Irak, Filistin/Kudüs, Yemen, Rohinga, Afrika gibi uluslararası konularda iş birliğimizi derinleştirelim. Gelin; güçlü, müreffeh ve istikrar abidesi Avrupa’yı hep birlikte inşa edelim. Biz bu çağrılarımızda dün olduğu gibi bugün de samimiyiz.”
AB KOMİSYON BAŞKANI JUNCKER: “TÜRKİYE’NİN, AB’NİN GERÇEK VE STRATEJİK PARTNERİ OLMASINI İSTİYORUZ”
Basın toplantısında açıklama yapan AB Komisyon Başkanı Jean Claude Juncker de “Biz gerçekten Türkiye’nin Avrupa Birliği’nin gerçek ve stratejik partneri olmasını istiyoruz. Stratejik partner olarak bizler samimi ve dürüst bir diyalog tesis etmeliyiz ve devam ettirmeliyiz. Ancak bu şekilde bizi yakınlaştıran konuları geliştireceğiz ve bizi ayıran konulara da çözüm bulacağız” ifadelerini kullandı.
Türklerle pek çok ortak çıkara sahip olduklarını vurgulayan AB Komisyon Başkanı Juncker, terörizmle ortak mücadelenin gerekliliğine değindi. AB Komisyon Başkanı Juncker, AB’nin Türkiye’deki mülteciler konusunda taahhütlerini de yerine getireceğini söyleyerek, AB üyelik müzakereleri konusunda ise gayretlerin devam etmesi gerektiğini, bu müzakerelerin garantörünün kendisi olduğunu ifade etti.
AB KONSEYİ BAŞKANI TUSK: “TAAHHÜTLERİMİZİ BİR KEZ DAHA TEYİT EDİYORUZ”
AB Konseyi Başkanı Donald Tusk ise konuşmasında “Mülteciler konusunda Avrupa Birliği ve Türkiye çok yakın partner olmaya devam ediyor. Ben Türkiye’nin mülteciler konusunda ve sığınmacılık konusundaki çalışmaları hususunda yüksek takdirlerimizi belirtmek istiyorum ve son yıllarda yaklaşık üç milyon sığınmacıya sınırlarını açtığından dolayı kendilerini takdir ettiğimizi belirtmek istiyorum. Aynı zamanda bu mültecilerin hayatlarının iyileşmesi için ve daha iyi yaşam şartına sahip olmaları için gayretlerinden dolayı onları takdir ediyoruz. Bizler de bu gayretleri desteklemeye yönelik taahhütlerimizi bir kez daha teyit ediyoruz” ifadelerini kullandı.
Basın toplantısında bir gazetecinin, “Operasyonun hem Türkiye’nin, hem Avrupa’nın güvenliğini sağladığını söylediniz. Ancak öbür taraftan Avrupa’da sürekli eleştiriler geldi bu operasyon sırasında. Siz bugün Türkiye’ye olan güvenlik taahhütlerini Avrupa Birliği’nin ve terörle mücadeledeki yükümlülüklerini getirme noktasında tatmin edici cevap aldınız mı?” sorusuna yönelik olarak Cumhurbaşkanı Erdoğan, Afrin operasyonunda PKK, PYD, YPG ve DEAŞ gibi terör örgütlerine karşı yürütülen mücadelede 3 bin 800’e yakın teröristin etkisiz hâle getirildiğini bildirdi.
“BÖLGEYİ GERÇEK SAHİPLERİNE TESLİM ETTİĞİMİZ AN TERÖRİSTLERLE MÜCADELEMİZ SON BULACAKTIR”
Topraklarını terk eden bölge insanın yavaş yavaş dönmeye başladığını da söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, hedeflerinin teröristleri temizlemek olduğunu tekrarladı. Bu teröristlerin sahip olduğu imkânların, Türkiye’nin stratejik ortakları tarafından sağlanan silah ve mühimmattan oluştuğunu ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, bununla ilgili belgelerin de ellerinde olduğunu belirtti.
Terör örgütü mensuplarının kaçtıkça geride bunları bıraktıklarını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Hatta hatta açtıkları beton tüneller ve bu tünellerin altında inşa ettikleri teröristlerin hastaneleri de var. Ve bütün bunlar şu anda her geçen gün meydana çıkmakta ve buralarda silah, mühimmatları nasıl depoladıklarını da tespit etmiş bulunuyoruz. Ve bunları da yine bizim stratejik ortaklarımızın terör örgütlerine vermiş olması da ayrıca manidardır. Tabi şu anda onların hepsi toparlanıyor ve teröristler kaçtıkça nerede ne var bunlar da meydana çıkıyor. Ama DEAŞ merkezli, PYD, YPG merkezli bütün bu terörle mücadelemiz hem içeride hem dışarıda, çünkü içeride de PKK’yla çok ciddi mücadelemiz var, bu süreç devam ediyor. Ve buraları terör örgütlerinden temizleyene kadar devam edecek ve burayı da gerçek sahiplerine teslim ettiğimiz anda bizim bu teröristlerle mücadelemiz son bulacaktır” ifadelerini kullandı.