Arakan’da Zulüm Gören Mazlumları Yalnız Bırakamayız

Arakan’da Zulüm Gören Mazlumları Yalnız Bırakamayız

30 Ağustos Zafer Bayramı dolayısıyla Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde verilen resepsiyonda konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Biz, vicdanımızı, adalet duygumuzu, hakkaniyet ölçülerimize bir kenara bırakarak sadece kendi menfaatlerimiz için önümüze çıkan her şeyi ezip geçerek hareket edemeyiz. Bunun için Suriye, Irak, Balkanlar, Kafkaslar ve Kuzey Afrika’daki kardeşlerimize yüreğimizi açtığımız gibi Arakan’da zulüm gören mazlumları da yalnız bırakamayız” dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 30 Ağustos Zafer Bayramı’nın 95. yıl dönümü kutlamaları çerçevesinde Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde bir resepsiyon verdi. Şehit yakınları ve gazilerin yanı sıra siyaset, iş, sanat ve spor camiasından çok sayıda davetlinin katıldığı resepsiyonda; Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı İsmail Kahraman, Başbakan Binali Yıldırım, Bakanlar, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli de hazır bulundu. Cumhurbaşkanı Erdoğan, eşi Emine Erdoğan’ın da kendisine eşlik ettiği resepsiyonda bir konuşma yaptı.

Resepsiyonu teşriflerinden dolayı şehit yakınları, gaziler ve davetlilere teşekkür ederek, misafirlerin 30 Ağustos Zafer Bayramını kutlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu büyük zaferi 95 yıl önce bizlere yaşatan ordularımızın Başkomutanı Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü ve ordumuzun tüm mensuplarını, milletimiz adına bu mücadeleyi yürüten Gazi Meclis’imizin tüm üyelerini, bin yıldır bizlere bu toprakları vatan yapmak için canlarını veren tüm şehitlerimizi, özellikle son yıllarda terörle mücadelede ve 15 Temmuz’da verdiğimiz şehitlerimizi, rahmetle, şükranla yâd ediyorum. Rabbim hepsinin de makamını cennet eylesin” temennisinde bulundu ve yaşayan gazilere sağlık ve afiyet diledi.

“KARANLIK GÜÇLERİN SALDIRILARI KARŞISINDA, DEĞERLERİMİZDEN TAVİZ VERMEDEN YOLUMUZA DEVAM EDİYORUZ”

Türk Milletinin, istiklali ve istikbali söz konusu olduğunda, sadece askerleriyle değil, erkeğiyle kadınıyla, genciyle yaşlısıyla tüm fertleriyle birer cesaret ve kahramanlık abidesi olduğunu ve tarihten buna sayısız örnek gösterilebileceğini ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, en son 15 Temmuz’da, sokaklara dökülen milyonlarca kişiyle bu hakikatin bir kez deha görülüp yaşandığını belirtti.

Terör örgütlerinin ve onları bu milletin üzerine salan güçlerin, hain emellerine asla ulaşamayacağını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Çünkü Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün veciz ifadesiyle, bağımsızlık bizim milletimizin karakteridir. Ülkemizi işgale kalkışanlar için söylenmiş ‘ya istiklal, ya ölüm’ parolası, aslında özgürce yaşama irademizin beyanıdır” diye konuştu.

Bugün de aynı anlayışla, Türkiye’nin sınırları içinde ve dışında yoğun bir mücadele verdiklerini sözlerine ekleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Karşımızdaki karanlık güçlerin kural ve ahlak tanımaz saldırıları karşısında, biz tarihimizden ve medeniyetimizden tevarüs ettiğimiz değerlerimizden taviz vermeden yolumuza devam ediyoruz. Biz, onlar gibi olamayız. Biz, vicdanımızı, adalet duygumuzu, hakkaniyet ölçülerimizi bir kenara bırakarak, sadece kendi menfaatlerimiz için önümüze çıkan her şeyi ezip geçerek hareket edemeyiz” dedi.

“TARİHİN HER DÖNEMİNDE GÜÇLÜNÜN DEĞİL MAZLUMUN YANINDAYDIK”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin; Suriye, Irak, Balkanlar, Kafkaslar ve Kuzey Afrika’daki kardeşlerine yüreğini açtığı gibi Arakan’da zulüm gören mazlumları da yalnız bırakamayacağını dile getirdi ve “Çünkü biz, dünyada gördüğümüz kötülükleri mümkünse elimizle düzeltmekle, buna gücümüz yetmezse dilimizle ifade etmekle, o da olmazsa kalbimizle buğz etmekle mükellefiz” ifadelerini kullandı.

Atalarımızın, tarihin her döneminde güçlünün değil mazlumun yanında yer aldığına dair sayısız örnek ve sayısız anekdot olduğuna işaret ederek, “Türk milletinin gücü ve itibarı, kendisiyle birlikte tüm kardeşleri ve dostları için de mücadele ediyor olmasından kaynaklanmaktadır. Bugün de, eğer dünyanın neresine gidersek gidelim, ‘Türkiye’ dendiğinde insanların gözleri muhabbetle parıldıyorsa, aynı anlayışla hareket ediyor olmamız sebebiyledir” diye konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Rabbim bizleri, başımızı öne eğdirecek hatalardan muhafaza buyursun. Rabbim, milletimizi ve ordumuzu her daim muzaffer eylesin” temennisinde bulundu.

“TÜM DÜNYADA ZULÜM SONA ERENE KADAR MÜCADELEMİZ SÜRECEK”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bizleri tıpkı; geçtiğimiz günlerde 946. yılını kutladığımız Malazgirt Zaferi gibi, 718. yıl dönümüne ulaştığımız Osmanlı Devletinin kuruluşu gibi, 564. yıl dönümüne ulaştığımız İstanbul’un Fethi gibi, 102. yıl dönümünü idrak ettiğimiz Çanakkale Zaferi gibi ve işte bugün kutlaması vesilesiyle bir araya geldiğimiz Dumlupınar Zaferi gibi başarılarla yüceltsin, yükseltsin. Biz hem Alparslan’ların, Ertuğrul’ların, Yavuz’ların, hem de Yunus’ların, Mevlana’ların, Hacı Bektaş’ların torunlarıyız. Gerektiğinde yüreğimiz ve bileğimizle, gerektiğinde gönlümüz ve sözümüzle mücadele etmesini çok iyi biliyoruz. Bölgemizde ve tüm dünyada zulmü tamamen sona erdirene, huzuru ve refahı tesis edene kadar da mücadelemiz sürecektir.”

Bugünün dünyasında askeri, siyasi ve ekonomik mücadelelerin iç içe yürüdüğüne dikkat çekerek, 15 yıldır, bu alanların hepsinde de Türkiye’nin gücünü ve itibarını sürekli artırmanın çabası içinde olduklarını kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin savunma sanayi alanında ulaştığı seviyenin, henüz yeterli olmadığını; ancak çak önemli olduğunu söyledi.

“TERÖR ÖRGÜTLERİ KULLANILARAK OYNANAN OYUNLARI VE DAYATMALARI KABUL ETMİYORUZ”

Türkiye’nin, tamamen kendi kararıyla başlattığı Kıbrıs çıkarması sırasında yaşadığı hadiselerin, kendi savunma sanayini kurmadan bağımsızlığını korumasının mümkün olmadığını tüm açıklığıyla ortaya koyduğunu hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Buna rağmen savunma sanayinde, ancak rahmetli Özal döneminde kayda değer adımlar atılmaya başlanmış, onlar da koalisyon hükûmetleri sebebiyle hedeflerin çok gerisinde kalmıştır. Bugün Türkiye, hem terörle mücadelesini, hem sınır ötesi operasyonlarını eğer başarıyla yürütüyorsa, bunda savunma sanayinde son 15 yılda attığımız adımların çok büyük payı vardır” şeklinde konuştu.

“Maruz kaldığımız örtülü ambargolara, ülkemize ve ordumuza FETÖ eliyle vurulan darbeye, müttefiklerimizle yaşadığımız sorunlara rağmen, planlarımızda, projelerimizde, operasyonlarımızda herhangi bir gerileme yoktur” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, Suriye ve Irak’ta, milletin ve Türkiye’nin kardeşlerinin geleceğini ilgilendiren hiçbir konuda geri adım atmayacaklarını açıkladı ve “Bölgedeki gelişmelerle ilgili tüm seçenekler, her an önümüzdedir. Terör örgütleri kullanılarak bölgede oynanan oyunların asıl yüzünü görüyoruz ve dayatmaları kabul etmiyoruz” sözlerine yer verdi.

“SINIRIMIZDAKİ TEHDİTLERE KARŞI HER TÜRLÜ TEDBİRİMİZİ ALDIK”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerinin devamında şunları kaydetti: “Türkiye’yi terör örgütleri üzerinden köşeye sıkıştırmak isteyenler bir süre sonra ellerinde bu pimi çekilmiş bombalarla baş başa kalacaklardır. ‘Hedef DEAŞ’; işte buyurun şu anda ne yazık ki müttefikimizin silahları DEAŞ’ın elinden çıkıyor. Bu nasıl ittifak, bu nasıl NATO’da beraber olmak? Ve bumerang gibi bunlar dönüp zamanı gelecek onları da vuracak. Bilginin, paranın, teknolojinin, mal ve hizmetlerin küreselleştiği bir dünyada terörü Orta Doğu coğrafyasına hapsedebileceklerini sananlar yanıldıklarını göreceklerdir. Bu sözlerimiz bir temenni veya tehdit değil, objektif bir durum tespitidir. Zira bu bölgede biz yaşıyoruz, onlar değil. 911 kilometre Suriye sınırı, 394 kilometre Irak sınırında biz yaşıyoruz, onlar değil. Dolayısıyla her an bir tehdit olacaksa bize olacaktır, onlara değil. Dolayısıyla biz de buna göre her türlü tedbirimizi aldık, hazır durumdayız ve şunu bilecekler ki; Fırat Kalkanı’nda ne yaptıysak bundan sonraki süreçte de aynı şekilde bizler bu görevi ifade etmenin hazırlığı içerisindeyiz.”

“Herkes emin olunsun ki, biz bu badireden de çıkarız, çünkü biz Türkiye’yiz” diye konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin arkasında 80 milyon vatandaşın gücünün, 100 milyonlarca kardeşinin duasının ve binlerce yılık bir tarihî geçmişinin olduğunun altını çizdi ve “Ama uzun zamandır varlıklarını kendi topraklarını suni bir refah ve güven çemberi içinde tutmaya borçlu olanlar aynı başarıyı gösterebilir mi bilmiyoruz” diye ekledi.

“TÜRKİYE, EKONOMİ KONUSUNDA DA SIKIŞTIRILMAYA ÇALIŞILDIĞI CENDEREYİ PARÇALADI”

Sadece savunma sanayi alanında değil, ekonomi konusunda da içinde Türkiye’nin sıkıştırılmaya çalışıldığı cendereyi parçalayıp çıktığına işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, son dört yıldır ardı arkası kesilmeden yapılan saldırılara, kurulan kumpaslara, takılan çelmelere rağmen, Türkiye ekonomisinin yeniden yükselişe geçtiğini vurguladı.

İhracatın geçtiğimiz yılsonu itibarıyla yeniden 150 milyar doları aştığını, turizmde yılın ilk 8 ayında geçtiğimiz yılın tamamına denk bir gerçekleşmenin yakalandığını, yılın ikinci çeyreği için yüzde 7’lik bir büyüme beklediklerini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ağustos ayı ekonomik güven endeksi son 5 yılın en yüksek seviyesine ulaştı. Uluslararası yatırımlar kesintisiz bir şekilde sürüyor, bu çok ciddi bir güven endeksidir. Artık Türkiye bir güvenli limandır. Bütün bunlar rağmen, hâlâ bizimle siyasi ve ekonomik olarak uğraşan kimi ülkeler olduğunu görüyoruz” değerlendirmesinde bulundu.

“DOSTLUK ELİMİZİ TUTAN HİÇ KİMSE PİŞMAN OLMAZ”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Türkiye, dostlarına sadece faydası dokunmuş, kendisine husumet besleyenleri ise hep hayal kırıklığına uğratmış bir ülkedir. Bizim amacımız, dostlarımızın sayısını artırmaktır, tüm samimiyetimizle dostluk elimizi uzatıyoruz. Bu eli tutan hiç kimse bugüne kadar olduğu gibi, bundan sonra da pişman olmayacaktır” diye konuştu.

Konuşmasının sonunda ülkenin güvenliği, milletin geleceği için Türkiye sınırları içinde ve dışında görev yapmakta olan tüm askerlere selam ve sevgilerini ileten Cumhurbaşkanı Erdoğan, resepsiyona katılan şehit yakınlarına teşekkürlerini yineledi ve “Rabbim inanıyorum cennetinde inşallah bizleri buluşturacaktır” dedi.



seers cmp badge