Kültür ve Sanatı Küçümseyen Toplumlar, Kaybetmeye Mahkûmdur
Kültür ve Turizm Bakanlığı Özel Ödülleri töreninde konuşma yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Siz geride kaldığınızda, önünüzde birileri mutlaka var demektir, ister istemez onları takip etmek zorunda kalırsınız. Ülkemizin sıkıntısı, son birkaç asırdır, diğer medeniyetlerle, kültürlerle olan iletişimini tek taraflı yapmış olmasıdır. Sadece aldık, sadece takip ettik. Kendimiz bir şey üretmedik, kendimiz örnek olmadık. Bugün, bölgesinde ve dünyada yeniden iddia sahibi olan bir ülke, bir toplum hâline gelme mücadelesi verirken, işte bu ilişkiyi de yeniden kurmak mecburiyetindeyiz” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kültür ve Turizm Bakanlığı Özel Ödülleri’nin verildiği törene katıldı. Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde gerçekleştirilen törende; Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, Kültür ve Turizm Bakanı Nabi Avcı, Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, Gençlik ve Spor Bakanı Akif Çağatay Kılıç da hazır bulundu. Kültür, sanat ve bilim dünyasından çok sayıda konuğun da iştirakiyle gerçekleşen törende Cumhurbaşkanı Erdoğan bir konuşma yaptı.
“TÜRKİYE’NİN YENİ DEĞERLER YETİŞTİRMESİ VAR OLAN DEĞERLERİNE SAHİP ÇIKMASIYLA MÜMKÜN”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, müzik dalında Nesrin Sipahi, şiir ve çeviri dalında Cahit Koytak, tiyatro dalında Kenan Işık, edebiyat dalında Mehmet Doğan, kurum olarak da İslam Bilim ve Teknoloji Tarihi Müzesi’nin 2016 Kültür ve Turizm Bakanlığı Özel Ödüllerine layık görüldüğünü açıklayarak konuşmasına başladı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin, her alanda yeni değerler yetiştirmesinin, ancak var olan değerlerine sahip çıkmasıyla mümkün olduğuna inandığını söyledi ve “Bu sebeple, ‘ehli hünerin kadrini bilmek de büyük bir hünerdir’ anlayışıyla, ödül törenlerine katılmaya özellikle dikkat ediyorum” diye konuştu.
İslam kültür ve medeniyetinde sanatın; ‘beşerin, yaratıcının eserlerinde müşahede ettiği güzellikleri, çeşitli yol ve yöntemlerle ortaya koymasının vasıtası’ olarak değerlendirildiğine işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bilgiyi hikmetle taçlandırıp irfana ulaştırmadıkça, hiçbir şeyi yerli yerine oturtamayız. Müşahhas bilgi sizi ‘malumat sahibi’ yapabilir. Doğuştan gelen yetenek sizi ‘kabiliyetli’ kılabilir. Bu bilgiyi ve kabiliyeti nereye yönlendireceğini bilemezseniz, kendiniz için de, mensubu bulunduğunuz toplum için de, insanlık için de kalıcı eserler ortaya koyamazsınız” değerlendirmesinde bulundu.
İnsanlığın mirasının, her neslin üzerine koyduğu yeni değerlerle, yeni ürünlerle gelişip büyüdüğünü ve tekâmül ettiğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bize düşen, bu ortak mirasa mümkün olan en büyük katkıyı yapmaktır. Ecdadımız bunu yapmış. Matematikten felsefeye, mimariden edebiyata, hukuktan sağlığa kadar her alanda, insanlığın bugün sahip olduğu birikimin temeline baktığımızda hep ecdadımızı görürüz. Millet ve devlet olarak hedefimiz, işte bu mirasın üzerindeki külleri üflemek, yeniden öncü ve önder bir konuma getirmektir. Unutmamalıyız ki, kültür ve sanatı küçümseyen toplumlar, kaybetmeye mahkûmdur” dedi.
“TEKNOLOJİYİ ÜRETEN, KÜLTÜR VE SANATA DA HÂKİM OLUR”
Cumhurbaşkanı Erdoğan konuşmasında, bugün Batı medeniyetinin, sadece teknolojik ve bilimsel üstünlüğüyle değil, aynı zamanda kültür ve sanat üretimindeki rolüyle de dünyayı yönlendirdiği görüşüne yer verdi ve “Esasen bu iki unsur, birbirini destekleyen, birbirini üreten mahiyete sahiptir. Teknolojiyi üreten, bunun vasıtasıyla kültür ve sanata da hâkim olur. Gençlerimizin dinledikleri müziğe, seyrettikleri filmlere, okudukları kitaplara, giydikleri kıyafetlere kadar hayatlarının her safhasında bunların izini görmek mümkündür. Şayet medeniyetimizin ışığını yeniden yükselteceksek, bunun yolu her alanda gayret göstermekten, üretmekten, eser ortaya koymaktan geçiyor” diye ekledi.
Medeniyetin, tek taraflı, tek yönlü, tek olmadığını ifade ederek, “Her alanda değer üretmezseniz, her alanda iddia ortaya koymazsanız, hedeflediğiniz gelişmeyi gösteremezsiniz” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, devamında şunları söyledi: “Siz geride kaldığınızda, önünüzde birileri mutlaka var demektir, ister istemez onları takip etmek zorunda kalırsınız. Ülkemizin sıkıntısı, son birkaç asırdır, diğer medeniyetlerle, kültürlerle olan iletişimini tek taraflı yapmış olmasıdır. Sadece aldık, sadece takip ettik. Kendimiz bir şey üretmedik, kendimiz örnek olmadık. Elbette istisnalar vardır, ama maalesef genel görüntü budur. Bugün, bölgesinde ve dünyada yeniden iddia sahibi olan bir ülke, bir toplum hâline gelme mücadelesi verirken, işte bu ilişkiyi de yeniden kurmak mecburiyetindeyiz.”
“YENİ TÜRKİYE’NİN İNŞASI ÇALIŞMALARINDA KÜLTÜR VE SANATA ÖZEL ÖNEM VERİYORUZ”
“Güvenlik önemlidir, ama sanatı ihmal ederseniz hedefinize ulaşamazsınız. Ekonomi önemlidir, ama kültürü ihmal ederseniz, aynı neticeyi verir” diyen ve bu gerçeğin farkında olduklarını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu yüzden Yeni Türkiye’nin inşası çalışmalarında, diğer medeniyet unsurlarıyla birlikte kültür ve sanata da özel önem verdiklerini, bu konuda ilgili bakanlıklara ve kurumlara önemli görevler düştüğünü dile getirdi. Bir yandan geleneksel sanatlara sahip çıkma ve ihya etme, diğer yandan bunları çok daha ileriye taşıma konusunda, seferberlik ruhuyla çalışılması gerektiğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Onun için ‘millî seferberlik’ diyorum. Yoksa ‘eline silahı al, doğru sokaklara dökül’; böyle bir şeyi hiçbir zaman kastetmedim, tek kastettiğim işte bu. Türkiye’nin her alanda çok ciddi bir dönüşüm sürecinde olduğu bir dönemde, bu hususları asla ihmal etmemeliyiz” dedi.
“EĞİTİM VE KÜLTÜR ALANINDA EKSİĞİMİZİ GİDERMELİYİZ”
Türkiye’nin geçen 14 yılda yaşadığı büyük dönüşümün en zayıf halkalarını eğitim ve kültürün oluşturduğunu ve bundan dolayı müteessir olduğunu dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan “Önümüzdeki dönemde, bu alanlara özel önem ve öncelik vererek, hem eksiklerimizi tamamlamak, hem de çok daha büyük başarılara imza atarak, eksiğimizi gidermeliyiz. Cumhurbaşkanı olarak, bu konuda sorumluluk sahibi tüm kurumlarımıza yanlarında olduğumu, çalışmalarında kendilerine her türlü desteği vereceğimi, huzurlarınızda ilan ediyorum” açıklamasında bulundu.
“GENÇLERİN SAHİP ÇIKMADIĞI PROJENİN KALICI KAZANIMA DÖNÜŞMESİ MÜMKÜN DEĞİLDİR”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, özellikle gençlerden kültürün, sanatın, edebiyatın, bilimin her alanında çok daha aktif olmalarını beklediğini, gençlerin sahip çıkmadığı, içinde olmadığı hiçbir proje ve faaliyetin, toplumlar için kalıcı kazanıma dönüşmesinin mümkün olmadığını kaydetti ve “Bu anlayışla, Anayasa değişikliğinde seçilme yaşını önce 30’dan 25’e, şimdi de 25’ten 18’e indirdik. Bazıları ‘çoluk çocuğa mı bırakacağız bu ülkeyi’ gibi ifadeler kullandılar. Bunlar tarih de bilmiyorlar, dünyayı da tanımıyorlar. Şu anda dünyanın 57 ülkesinde seçme ve seçilme yaşı 18’dir. 25, 26, 27 yaşında dışişleri bakanı olanları tanıyorum. Benim ecdadım 21 yaşında bir çağ kapatıp bir çağ açıyor, biz yan gelip yatacak mıyız? Gence ufku nasıl vereceğiz? İşte böyle vereceğiz” ifadelerini kullandı.
“15 TEMMUZ GECESİ TANKLARIN ALTINA YATAN GENÇLERİ BİR KENARA KOYAMAZSINIZ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Gençlerimize uygulamada böylesine büyük mesuliyet yüklerken, onları karar alma mekanizmalarının dışında tutmak, hakkaniyetle de, hakikatle de bağdaşmaz. 18 yaşındaki gençlerin böyle bir sorumluluğun altına giremeyeceğini iddia edenlere en güzel cevabı, gençlerimizin kendileri verecektir, buna da inanıyorum. Kendi geçmişimize baktığımızda, 18 yaş civarında değil ülkemizi, tüm dünyayı değiştirecek enerjiyi, heyecanı, azmi bulduğumuzu hatırlıyorum. Aynı ideallerin bugünkü gençlerimizde de olduğunu çok iyi biliyorum. Değerli kardeşlerim, bu gençleri şöyle veya böyle, kenara köşeye atanlara sesleniyorum: 15 Temmuz gecesi tankların altına yatan gençleri siz bir kenara koyamazsınız, bu gençler bunu başardı. Hiç çekinmediler, yılmadılar. Dediler ki ‘gün bu gün, an bu an’ ve kendisini gitti tankın altına bu gençler attı. Önce neslimize bir defa güveneceğiz, inanacağız ve bu gençlik bunu yapar ve bu sorumluluğun idrakindedir, bunu bileceğiz.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, gençlerin seçme ve seçilme konusunda elde ettikleri bu imkânı, kültür, sanat, edebiyat, bilim alanlarında çok daha büyük eserler ortaya koyma gayretiyle bütünleştireceklerine inandığını da sözlerine ekledi.
Konuşmasında, ödül alan isimlerle ilgili değerlendirmelerde bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini “Bir kez daha ödül alan sanat, kültür, edebiyat insanlarımızı, şahsım, ülkem ve milletim adına kutluyor, Allah’tan muvaffakiyetler diliyorum. Bizleri böylesine anlamlı bir merasim münasebetiyle bir araya getiren Kültür ve Turizm Bakanlığımıza teşekkür ediyorum” diyerek tamamladı.
Ödül alan isimler ile ilgili tanıtıcı film gösteriminin da yapıldığı törende; müzik dalında Nesrin Sipahi, şiir ve çeviri dalında Cahit Koytak, tiyatro dalında Kenan Işık adına eşi Beril Işık, edebiyat dalında Mehmet Doğan, kurum olarak da İslam Bilim ve Teknoloji Tarihi Müzesi’nin kurucusu Prof. Dr. Fuat Sezgin adına Hasan Engin Tuncer, ödüllerini Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın elinden alındı. Tören, ödül alan isimlerin Cumhurbaşkanı Erdoğan ile hatıra fotoğrafı çekimi ile sona erdi.