Türkiye’nin kapıları kapanmıyor

Başbakan Ahmet Davutoğlu, “Türkiye öyle bir ülke ki ne olursa olsun kapıları kapanmıyor. Yani yeter ki doğru zamanda doğru rüzgarı arkanıza alarak doğru limanlara doğru yelken açasınız. Bunu yapmaya çalışıyoruz.” dedi.

Başbakan Ahmet Davutoğlu, “Üç şey bizim güçlü yanımızdır: Bütçe disiplini, sağlam makro ekonomik göstergeler ve yapısal reformlara zemin yapabilecek güçte bir siyasi istikrar tablosu. Bu açıdan FED’in bizim üzerimizde öyle çok kalıcı, sarsıcı bir etkisi olacağını düşünmüyorum” dedi.

Davutoğlu, A Haber’de katıldığı canlı yayında, gündeme ilişkin soruları yanıtladı.

UEFA Avrupa Ligi’nde ikinci tur kuraları sonucu Fenerbahçe’nin rakibinin Rusya’nın Lokomotiv Moskova takımı olduğu belirtilerek değerlendirmesi sorulan Başbakan Davutoğlu, bazen yaşanan olayların iyi değerlendirilmesi durumunda krizden çıkışın olabileceğini bildirdi.

“Bu son yaşanan kriz, Türk-Rus halkları arasında bir kriz değildi. Hatta Türkiye ve Rusya yönetimleri arasında da bir kriz değil” diyen Davutoğlu, şöyle devam etti:

“Moskova’da o gün sabah Sayın Putin uyandığında ya da biz Ankara’da uyandığımızda bir ‘Türk-Rus krizi’ olacağı ihtimalini hiç düşünmüyorduk. Böyle bir şey gözümüzün önünden geçse de kötü bir rüya olarak görürdük onlar da biz de. Çünkü bu iki büyük devletin işbirliğinden doğacak sinerjiyi ikimiz de biliyorduk. Ama oldu. Niye oldu? Bu, bir kasıtla, stratejik hesapla, taktik manevrayla yapılmış bir eylem değil.”

Yaşananları “istisnai bir gerginlik” olarak nitelendiren Başbakan Davutoğlu, “Biz bunu istisna gördük, Rusya daha kalıcı görmeyi tercih etti” ifadesini kullandı.

Davutoğlu, Fenerbahçe’ye başarı dileklerini ileterek, “Orada oynayacak olan gençler, bu sorunun parçası değil, sporcularımız. Moskova’da veya İstanbul’da stadyumu dolduracak Türk ve Rus vatandaşlar da birbirinin hasmı, düşmanı hiç değil. Dolayısıyla centilmenlik içinde güzel bir maç olur ve bu iki ülke arasındaki gerilimi düşürecek bir etki yaparsa olumsuz gibi görünen bir tablodan güzel bir netice çıkmış olur. Benim dileğim o” dedi.

FED’in açıklayacağı karar

FED’in açıklayacağı faiz kararının Türkiye’ye etkisi sorulan Davutoğlu, hiçbir ülke ekonomisinin diğer ülke ve dünya ekonomisinden kopuk olmadığına dikkati çekti.

Davutoğlu, atılan adımların her birinin bir diğerini etkilediğini vurgulayarak, FED kararının her zaman etkili olduğunu söyledi. FED’in uzun zamandır bu karar beklentisini yöneterek, dünya ekonomisini etkilemeye çalıştığını belirten Davutoğlu, “Mesele sadece bu oranın düşmesi, artması değil bu psikolojiyi, beklentiyi yöneterek bazı sinyaller üzerinden bu beklenti üzerinde etkide bulunarak da diğer ülkelere, başta Avrupa piyasaları olmak üzere, diğer ekonomilere de bir sinyal, etkide bulunmaya çalışıyor” ifadesini kullandı.

“Ekonomimizin sağlamlığını gösteriyor”

Başbakan Davutoğlu, dünya ekonomisinin reel olduğu kadar beklenti yönetimine dayalı yapısının da bulunduğuna işaret ederek, “Bizim ekonomik yapımıza bu açıdan bakıldığında, sadece FED kararı bağlamında söylemiyorum, güçlü ve zayıf yanlarımızı doğru okumamız lazım. Güçlü yanlarımızı görürken abartmamamız lazım, zayıf yanlarımızı da çözülemeyecek problemlermiş gibi görmemek lazım” dedi.

Türkiye’nin sağlam bütçe disiplini olduğunu vurgulayan Başbakan Davutoğlu, bundan hiçbir şekilde taviz vermeyeceklerini bildirdi.

Makro ekonomik denge ve finansal yapıda Türkiye’nin sağlam arka planının bulunduğunu, bankaların hepsinin krizlere, şoklara dirençli olduğunu belirten Davutoğlu, “Bu anlamda da bir sıkıntı öngörmüyoruz” ifadesini kullandı.

Davutoğlu, yapısal reformlarla ilgili aranan en önemli unsurun siyasal istikrar olduğunu vurgulayarak, “Bu üç şey bizim güçlü yanımızdır: Bütçe disiplini, sağlam makro ekonomik göstergeler ve yapısal reformlara zemin yapabilecek güçte bir siyasi istikrar tablosu. Bu açıdan FED’in bizim üzerimizde öyle çok kalıcı, sarsıcı bir etkisi olacağını düşünmüyorum” diye konuştu.

“Açıklanacak karara Türkiye’nin hazır olduğunu düşünüyorsunuz” sözlerine Başbakan Davutoğlu, “Tabii” karşılığını verdi. Son iki yıl içinde dört seçim geçiren Türkiye’nin herhangi bir ekonomik göstergesinde bozulmanın yaşanmadığına dikkati çekerek, bunun ekonomik verilere de yansıdığını anlatan Davutoğlu, “Bütün bunlar bizim ekonomimizin sağlamlığını gösteriyor” dedi.

“Türkiye öyle bir ülke ki ne olursa olsun kapıları kapanmıyor”

Kırılgan ama kontrol edilebilir düzeyde olan cari açığın daha da azaltılmasının gerekliliğini ifade eden Davutoğlu, böylelikle “daha emin sularda seyredilebileceği”ni bildirdi.

Olası piyasa daralmalarını ise bir diğer kırılgan nokta olarak değerlendiren Başbakan Davutoğlu, “Küresel oynaklık yanında bir de jeopolitik belirsizlikler var, Türkiye de bu jeopolitik belirsizlik alanlarının ortasında. Yani Suriye, Irak bütün bu krizlerin yanında. Bu daralmalar, bu ülkelerde yaşanan daralmalara karşı bizim çok dinamik bir dış politika ve dış ekonomik ilişkiler yürütmemiz lazım” diye konuştu.

Davutoğlu, Brüksel’e gitmesinin ve düzenlenen AB Zirvesi’nin de bu nedenle olduğunu ifade ederek, şunları kaydetti:

“Avrupa ekonomileri daraldığı zaman biz yönümüzü 2009’dan itibaren, tam küresel ekonomik kriz, Avrupa ekonomileri krize girdik biz Ortadoğu’ya ve komşu ülkelere yöneldik, Rusya, Ortadoğu. 2011, 2012’den sonra orada kriz başlayınca Afrika’da büyükelçilikler açtık. 3-4 yıl içinde 12 büyükeçilikten 39’a çıktık. Dolayısıyla piyasayı çeşitlendirmek gerekiyor. Şimdi komşu ülkelerde daralma var. Küresel piyasada, ekonomide maalesef istenilen ölçekte bir büyüme yokken yapacağımız şey ne? Avrupa piyasalarına açılmak. Neden? Çünkü şu anda yinede en iyi toparlanma gösteren ekonomiler Avrupa ekonomileri. Küresel krizden çıkma ve Avrupa Merkez Bankasının da daha gevşek para politikasıyla piyasaları genişletme çabası var. O zaman biz son derece rasyonel bir tercihle bu sefer AB ilişkilerimiz, zaten ilkesel olarak önemli ilişkilerdir ama konjonktür olarak bu dönemde, bu ilişkileri geliştirerek o kırılganlığı da gidermeye çalışıyoruz. Gümrük Birliği’ni revize ederek bunu elde etmeye çalışacağız. Türkiye öyle bir ülke ki ne olursa olsun kapıları kapanmıyor. Yani yeter ki doğru zamanda doğru rüzgarı arkanıza alarak doğru limanlara doğru yelken açasınız. Bunu yapmaya çalışıyoruz.”

enerji petrol medya -TÜRKİYE- HABER GAZETESİ