“Kimsenin, Ülkemizin DAEŞ ile Mücadelesini Tartışma Konusu Yapma Hakkı Yoktur”
Türkiye’nin farklı illerinden gelen mahalle ve köy muhtarları ile Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde buluşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, DAEŞ denen örgütle Türkiye’den başka ciddi olarak mücadele eden başka bir ülke olmadığını vurgulayarak, “Türkiye bu örgütü, 2005 yılında, eski isimleriyle terör örgütü olarak tanımıştır. 2013 yılından itibaren de yeni ismiyle aynı şekilde terör örgütü olarak kabul ettiğimiz bu yapıyla mücadelemizi kesintisiz bir şekilde sürdürdük, sürdürüyoruz. Dolayısıyla ülkemizin DAEŞ’le ilgili tutumu öteden beri nettir. Burada bir soru işareti yoktur. Kimsenin, ülkemizin DAEŞ ile mücadelesini tartışma konusu yapma, bu konuda bizi töhmet altında bırakma hakkı yoktur” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye’nin 10 ilinden mahalle ve köy muhtarı ile Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde bir araya geldi. Diyarbakır, Edirne, Erzurum, Gaziantep, İzmir, Malatya, Mersin, Samsun, Tokat ve Trabzon’dan gelen 400’e yakın köy ve mahalle muhtarı, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde düzenlenen öğle yemeğinde Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın misafiri olarak ağırlandı.
15’incisi gerçekleştirilen Muhtarlar Toplantısı’nda, yemek öncesinde Cumhurbaşkanı Erdoğan, muhtarlara hitaben bir konuşma yaptı. Muhtarlarla buluşmasının sadece hasret gidermekten ibaret olmadığını, bu buluşmalar vesilesiyle muhtarların nezdinde milletin tamamıyla, ülke ve dünya meselelerini istişare ettiklerini söyledi. Bu değerlendirmelerin Türkiye’nin yanı sıra dünya tarafından da dikkatle takip edildiğini ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, Suriye, Irak, Mısır, Libya, Balkanlar, Kırım ve Kafkasya’da yaşanan gelişmelere Türkiye’nin bakışının diğer ülkeler gibi olamayacağını belirtti. Diğer ülkelerin bu bölgelere ve orada yaşayan insanlara bakışının günün şartlarına, kendi çıkarlarına, konjonktüre göre değişebileceğini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Biz, tarihle, kültürle, inançla, kardeşlik hukukuyla; velhasıl ortak bir kaderle bağlı olduğumuz bu büyük coğrafyadaki her meseleye, kendi meselemiz olarak bakmak mecburiyetindeyiz. Bu bakımdan, Suriye meselesine, diğer ülkelerin yaklaşımı ile bizim yaklaşımımız arasında çok derin farklar vardır” diye konuştu.
“SURİYE’YE ATILAN HER BOMBANIN YOL AÇTIĞI TAHRİBATI, YIKIMI KENDİ YÜREĞİMİZDE HİSSEDİYORUZ”
Türkiye’nin Suriye’ye bakarken jeopolitik konumu, petrol ve petrol hatlarının güvenliğini ve stratejik çıkarları görmediğini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan sözlerini şöyle sürdürdü: “Biz Suriye’de Türkmen’iyle, Arap’ıyla, Kürt’üyle; Sünni’siyle, Alevi’siyle, diğer tüm toplum kesimleriyle, binlerce yıldır birlikte yaşadığımız, 100 yıldır sınırlarımız ayrı olsa da gönüllerimiz bir olan insanları görüyoruz. Suriye’ye atılan her bombanın yol açtığı tahribatı, yıkımı kendi yüreğimizde hissediyoruz. Orada ölen her masum çocuğun, kadının, erkeğin acısını kendi kalbimizde hissediyoruz. İnsanlığın ve medeniyetimizin en kadim izlerinin yer aldığı bu coğrafyada yok edilen her eserle birlikte, hafızamızdan bir kare siliniyor. Daha önce Bosna’da, Karabağ’da yaşananlar için ne hissediyorsak, bugün de Suriye için aynısını hissediyoruz. Biz, coğrafyamızdaki hiçbir konuya, hiçbir probleme ve hiçbir kesime karşı gözümüzü, gönlümüzü kapatamayız.”
Birileri için “bataklık” olarak kabul edilen Orta Doğu ve Kuzey Afrika bölgelerinin bizim için bin yıllık hatıralarımızın bulunduğu, ayrılmaz bir parçamız olduğuna vurgu yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Buraları bataklık, kriz bölgesi yahut çatışma alanı haline getiren, bugün bütün insanlığın maruz kaldığı küresel adaletsizliktir. Güç mücadelesi için insan hayatının ayaklar altına alınmasıdır. İşte biz bu yüzden ‘Dünya 5’ten büyüktür’ diyoruz” sözlerine yer verdi.
“KÖKÜNDEN VE DEĞERLERİNDEN KOPMUŞ MANKURTLAR VAR”
Milletimizin ve coğrafyamızın bu köklü geçmişini bilmeyenlerin Suriye başta olmak üzere, bölgedeki sorunlara yönelik Türkiye’nin samimiyetini anlamayacağını kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Nitekim buradaki inceliği, hassasiyeti anlamıyorlar. Bunlar ‘damdan düşen’ değil; sadece ideolojik bir kafa yapısıyla ve mantığıyla olaylara bakıyorlar. Nerede bu ülkenin ve milletin çıkarı var; bunlar bunun hesabını yapmazlar. Bunlar sadece ‘Bizim siyasi partinin menfaati nedir’ bunun hesabını yaparlar. Biz millet ve ülkemiz için bakıyoruz, kararlarımızı da buna göre veriyoruz. Ülkenin ve milletin mukadderatını ilgilendiren konularda, başkaları gibi düşünenler, başkaları gibi tavır alanlar, kökünden ve değerlerinden kopmuş mankurtlardır, bunu böyle biliniz.”
Bölücü terör örgütünün eylemlerinde ve DAEŞ’in bombalı saldırılarında bu kesimin ihanete varan bir tutum içinde olduğuna işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, Suriye sınırımızda yaşanan son olayda da, aynı kimselerin bu karakterlerini bir kez daha ortaya koyduğunu belirtti. Bu kimselerin 78 milyon içinde bir avuç azınlık olduğunu; milletin de irfanı, izanı ve anlayışıyla onlara her zaman ders verdiğini söyledi.
“SURİYELİ KARDEŞLERİMİZİN KURTULUŞ MÜCADELESİNDE YANLARINDA OLMAYI SÜRDÜRECEĞİZ”
Milletin verdiği yetki çerçevesinde, tarihe ve coğrafyaya karşı sorumluluklarını yerine getireceklerinin ve Suriyelilerin kurtuluş mücadelesinde yanlarında olmayı sürdüreceklerinin altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu: “Biz onlarla soydaşız. Onlarla akrabalık bağlarımız var. Biz sipariş üzerine mücadele vermiyoruz. Daha önce Afganistan’da oynanan bir senaryonun, şimdi farklı bir isimle Irak ve Suriye’de tedavüle sokulduğunu biliyoruz. DAEŞ adı altında hayata geçirilen projenin, tüm dünyada Müslümanlara yönelik ayrımcı, ırkçı ve İslamofobik bir kampanyanın aracı haline dönüştürülmeye çalışıldığının farkındayız. Suriye’ye, güya DAEŞ’le mücadele adı altında askerî güç taşıyan; ama bugüne kadar DAEŞ’e neredeyse hiçbir zarar vermeden, sadece rejime karşı mücadele eden ılımlı grupları hedef alanların gayesi ortadadır.”
“TÜRKİYE’DEN BAŞKA DAEŞ’LE CİDDİ OLARAK MÜCADELE EDEN ÜLKE YOKTUR”
DAEŞ örgütünün bahane edilerek bölgenin dizayn edilmeye çalışıldığına ve bölgeyle ilgili farklı projeleri hayata geçirmeye çalışanların asıl yüzlerinin görüleceğine vurgu yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu açıklamaları yaptı: “Şunu tüm samimiyetimle ifade etmek isterim ki, DAEŞ denen örgütle, Türkiye’den başka ciddi olarak mücadele eden ülke, neredeyse yoktur. Türkiye bu örgütü, 2005 yılında, eski isimleriyle terör örgütü olarak tanımıştır. 2013 yılından itibaren de yeni ismiyle aynı şekilde terör örgütü olarak kabul ettiğimiz bu yapıyla mücadelemizi kesintisiz bir şekilde sürdürdük, sürdürüyoruz. Dolayısıyla ülkemizin DAEŞ’le ilgili tutumu öteden beri nettir. Burada bir soru işareti yoktur. Kimsenin, ülkemizin DAEŞ ile mücadelesini tartışma konusu yapma, bu konuda bizi töhmet altında bırakma hakkı yoktur. Türkiye Cumhuriyeti’nin Cumhurbaşkanı, cumhurun başkanı olarak söylüyorum: Biz bu konuda en çok zarar gören, mağduriyete uğrayan ülkeyiz.”
Türkiye’nin DAEŞ terör örgütünün saldırılarında 140 vatandaşını kaybedip 7 güvenlik görevlisini şehit verdiğini sözlerine ekleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin son 4 yılda bu örgüte mensup yaklaşık 3 bin kişi gözaltına alıp 800’ünü tutukladığını, yabancı terörist savaşçılarla mücadele kapsamında 27 bin kişiye ülkeye giriş yasağı koyduğunu, 2 bin 600 kişiyi yakalanarak, sınır dışı ettiğini, DAEŞ’in önemli gelir kaynağı olan akaryakıt kaçaklığını önlemek için sınırlarında tedbir alıp 2014 yılında 79 milyon litre kaçak akaryakıt ele geçirdiğini hatırlattı.